İçeriğe geç

Ay: Ocak 2009

GÜNÜMÜZ İNSANI

İnsan dediğin bir beden şekil şema
Şekilde bir insan tüm azaları ile sima
Şekline bakınca ona insan dersin ama
İnsanlık çürüdü ne dikiş tutar ne yama

Görüntüsü insan el ayak gözü kaşı
Fakat tüm kötülükler onun arkadaşı
İnsan denilen varlık kirletti dağı taşı
İnsanlık koktu ne ayağı kaldı ne başı

Hakkı hakikati gizleyip batılı överler
Gelecek çıkarlar için geçmişe söverler
Zalim ile birlik olup mazlumu döverler
İnsanlık bitti hayra karşı şerri severler

Ey insanlık zillete düşürdüler hepimizi
Zillet ki ne zillet nice bir rezalet denizi
İlletler zilletler ve rezaletler birçok dizi
İnsanlık uyuşturuldu ya Rab uyandır bizi

Günümüz insanı ekseri okumuş cahil
Herkes işinde sahte çoğunluk gayri ehil
Aynı sahtekarlığa tüm dünya ırkları dahil
İnsanlık kirletti ne orman kaldı ne de sahil

İmtihan içindir insanın dünyaya gelişi
Ama hayvanlar bile yapmıyor yaptığı işi
Daha adil ve merhametli ormandaki vahşi
İnsanlık bu değil hüsrandır bu yolun gidişi

Kendini bil insanlık şekilden ibaret değil
Rabbini bil şükreyle rükû ve secdeye eğil
Haddini bil kendine gel etme kötülüğe meyil
İnsanlık zelil oldu ayağı da cahil başı da cahil

Konuşur hep medeniyetten bahsederler
Helal haram sormaz ne bulursa onu yerler
Hak hukuk tanımaz nefsin peşinden giderler
İnsanlık değişti doğruları yanlış tarif ederler

İnsanın ekseriyeti güç ve çoğunluğa meyildir
Ekseri çoğunluk ise gayri meşru işler ile faildir
Hak ve haklı ile meşrudan yana değil ise zaildir
İnsanlık hiç bir zaman güç ve çoğunluk değildir

Güçlü çoğunluklar kendilerini haklı görürler
Ama asla hiç öyle değil yanlış çizgide yürürler
Hamdı şükrü unutmuş yedikleri kaba tükürürler
İnsanlık bozuldu hem saptırıldı yanlış iz sürürler

İnsan için en kıymetli varlık rahmani akıldır
Hakiki akıl Mevla’nın rızasını kazanan akıldır
Meşru kullanılmayan akıllar da şeytani akıldır
Meşru olmayan altın cevher taş toprak çakıldır

İşinin ehli dürüst olan herkesi tebrik ederiz
Mesleği ve ilminin ehli herkesi tenzih ederiz
Onlar başımızın tacıdır onlara teşekkür ederiz
Sözümüz ehil olmayana ehil olanı takdir ederiz

MİZANDA BELLİDİR

Âlemi hor görme ey arkadaş!
Aynı topraktanız kardeş kendini iyice tanı
Unutma bu toprakların altında nicee yatanı
Geçmişine saygılı ol rahmetle an yüce atanı
Acep sen başa taç da biz pabuç muyuz?

Kibirle büyük konuşma yüksekten atma
Dürüst ol açık konuş sözlerine riya katma
Kendini üstün görüp kalite pazarında satma
Acep sen altın da biz tunç muyuz?

Engin ol kimse sevmez yüksek atıp tutanı
Yüce Mevla sevmez gayri meşru alıp satanı
Asla hiç sevmez kanun ve kurula hile katanı
Acep sen kanun da biz suç muyuz?

Mevla dilediğinden alır dilediğine verir malı
Kimin çadır bulamaz kimin de beğenmez yalı
Ancak mizanda belli olur kim ucuz kim pahalı
Acep sen değer kıymet de biz değersiz hiç muyuz?

Bin rahmet vardır tebessümlü bir selamda
Maharet ne yazıp söyleyende ne de kalemde
Hikmet kuvvet kudret ancak Rabbül âlemde
Acep sen kalem de biz uç muyuz?

Âlemi küçük görüp kendini bir şey sanma
Dünyanın mal ve mülküne güvenip kanma
İşini hemen yap sonra yaparım diye aldanma
Acep sen akil cevher de biz kuru bir baş mıyız?

Takdiri ilahidir kimin aciz fakir kimin pek gani
Mevla kimine az kimine çok verir mal ve imkânı
Söyler misin fani dünya kimin oldu ebedi mekânı
Acep sen doğru görürsün de biz şaşı mıyız?

Hepimiz aynı şekil et ile kemikten bir beden
Aynı şey ne altın gümüş ne cevher ne maden
Bedenler aynı insanlığı icradır farklı neden
Acep sen gümüş levha da biz sac mıyız?

Her beden bir âlem nice hikmet var o bedende
Bu bedenler cümle âlem ile hem sende ve bende
Eksik görme eksik varsa ya bendedir ya da sende
Acep sen elmas yakut zümrüt de biz taş mıyız?

Var olan yoktan var eyledi hep taşırız o canı
Dünya imtihandır hepimiz terk edeceğiz bu hanı
Hiç kimse sevip ebedi mekân sanmasın fani cihanı
Acep sade sen yolcu da biz baç mıyız?

Her işini meşru yap iyi düşün biraz derince
Sözünü düşün söyle her ortamda yerli yerince
Nihayet ecel vaki olup herkes gibi kabre girince
Acep sen tok da biz aç mıyız?

ŞEHİT OLDUM ÖLMEDİM (1)

Mehmedim dünya birleşip daralsa çember
Dayan, Hz. Kur’an ve Hz. Rasûlullah rehber
Diren, bizimledir Hz. Allah ve Hz. Peygamber
Zafer bizimdir, zalimlerin hesabı ne olursa olsun
Ancak Tek Yaratıcı Yüce Allah’ın hesabı muteber
Analar bağrına taş bastı ardından baka kaldı
Yiğitler din, vatan için düşmana karşı siper aldı

Çanakkale unutulmaz hatıralar ile tarihi bir andı
Kutsal savaşta rehberimiz Resûlullah canı canandı
Vahşi, zalim düşmanlar boğazı kolay geçecek sandı
Mehmetler geçit vermedi, ama anaların yüreği yandı
Analar bağrına taş bastı ardından baka kaldı
Yiğitler din, vatan için düşmana karşı siper aldı

Garip anneler küçük yaşta yavrularını askere saldı
Dertleri büyük bağrı yandı, boyun büküp baka kaldı
Körpe kuzular din, namus, vatan, bayrak için yol aldı
Kahraman yiğitler geri bakmadan ateş çemberine daldı
Analar bağrına taş bastı ardından baka kaldı
Yiğitler din, vatan için düşmana karşı siper aldı

Bize karşı düşman bir değil, yedi düvel yedi koldu
Düşmana karşı göz kırpmadan mehmedler feda oldu
Giden dönmedi, hayatın baharında gonca güller soldu
Boğazı geçemeyen vahşiler, hayretle saçı, başını yoldu
Analar bağrına taş bastı ardından baka kaldı
Yiğitler din, vatan için düşmana karşı siper aldı

Alçakça bombalandı tüm hastaneler hem koğuşlar
Boğazı geçtik diye vahşi Çörçiller ellerini ovmuşlar
Geçemezler orada idi Seyit Onbaşılar, Yahya çavuşlar
Yüce Allah’ın yardımı ile cani, zalim küffarı kovmuşlar
Analar bağrına taş bastı ardından baka kaldı
Yiğitler din, vatan için düşmana karşı siper aldı

ZIĞINDERE VAHŞETİ (1)

Ey Çanakkale ne büyüktür senin şanın ve tarihte yerin
Bu tarihi savaşta yaşanan ilahi hikmetler derin mi derin
Ey şehit oğlu şehit, o senin sarsılmaz güçlü iman zaferin
Ebedi açık kalacak bu şanlı zaferi anlatan kutsal defterin
Bu zafer öyle bir zafer ki geçmiş tarihte yeri çok derin

Çanakkale vahşetinin bir parçasıdır zığın dere ve alçıtepe
Vahşice hastaneler bombalandı cesetler savruldu sele serpe
Feryat yükseldi kimi ergen kimi çocuk yaşta körpemi körpe
Avrupa hayranı olmak için vicdanlar ve akıllar atılmalı çöpe
Bu zafer öyle bir zafer ki zalimlerin sinsi planını attı çöpe

Şanlı zafer erlerini hayır dua ile analım bırakalım o güne
Çok şerefli tarihimizi örnek alıp ibret görüp bakalım düne
Dönelim birde günümüz insanına, bu günkü nesle bu güne
Tüm İslam âlemi zillet içinde Müslüman niçin yaşar ne güne?
Bu zafer öyle bir zafer ki her nesil böyle zafere ulaşa övüne

Kutsal değerleri korumak için haktır savunma ve cephe
Bu neslin geleceği uyandırıyor bizde derin endişe ve şüphe
Kaybetmiş aslını elinde şişe kolunda manita, kulağında küpe
İslam ve insanlığa uzak kalmış hayali top seyredip disko tepe
Bu zafer öyle bir zafer ki zalimlerin kulaklarına oldu küpe

Acep sonumuz nere gider bu haller ve şekiller böyle olunca
Nesiller değişip de örfümüz ananemiz tahrip olup bozulunca
Ey çanak kale ruhuna sahip gençlik, ayrılma yürü hak yolunca
Sonra hüsrana gidersin rezil bataklık Avrupa ahlakı ile dolunca
Bu zafer öyle bir zafer ki bu gücü anladılar denize dolunca
(2003)

ÇANAKKALE EY ŞANLI ASKER (1)

Çanakkale ilahi, ilginç olaylara sahne bir diyar
Bir tarafta insanlık üstü hal, bir tarafta vahşet var
Yedi düvel birleşmiş, vahşi bir canavar mı canavar
Korkma Mehmedim, senin damarlarında asil kan var
Ey Çanakkale bu güne bir bak hele geldik ne hâle

Ahdedip baş koyarız bu yola, aşk ile gideriz askere
Bu yolun dönüşü yok deriz, asla düşünmeyiz tezkere
Ya şehit ya gazi başka yol yok, karar kılmışız bir kere
Söz vermişiz Hz. Yüce Allah’a, Hz. Yüce Peygambere
Ey Çanakkale bu güne bir bak hele geldik ne hâle

Ya muzaffer oluruz ya ölürüz deyip yürüdüler ileri
Ya şahadet ya galibiyet dedi asla hiç bakmadılar geri
Öyle bir asker ki, şahadet yolcusu İslam’ın yiğit erleri
Nice bir yiğitler şehit oldu, tekrar yeniden doldu yerleri
Ey Çanakkale bu güne bir bak hele geldik ne hâle

Ey asker, sen ki, terk eyledin ailen, evini, bucağını
Çocuk yaşında zafer için mesken tuttun asker ocağını
Kan verdin, can verdin, indirtmedin bayrağı, sancağını
Sen şehit oldun Hazreti Peygamber açmış sana kucağını
Ey Çanakkale bu güne bir bak hele geldik ne hâle

Ey duası muteber yiğit analar, hayır dua eyleyin bize
Duanız bizimle oldukça düşmanı kolay gömeriz denize
Din, namus, vatan, bayrak uğruna ölmek borç üzerimize
Bizim için ölüm haktır, yeter ki, Küffar eli değmesin size
Ey Çanakkale bu güne bir bak hele geldik ne hâle

ÇANAKKALE ZAFERİ (1)

Çanakkale iman gücümüzün şanlı zaferi
İmanla nice zaferler kazandı hak dava erleri
Hakkın yardımı daima, Hakka inananların idi
O şanlı askerler ki asla yılmaz ve dönmez geri
Hakkı andık, Hakkın yardımı ile kazandık
                                 Elhamdülillah
Elbette bizim rabbimiz daim bizi duyandı
Şahadet aşkı ile uyuyan kalplerimiz uyandı
Onlar Türk ordusu, İslam’ın asil neferleri idi
Göğüs gerdi, kan döktüler deniz kana boyandı
Hakka inandık, Hakkın yardımıyla uyandık
                                 Elhamdülillah
Tekbir sedaları ile dağlar ve taşlar çınladı
Gökyüzünü duman bulutu kapladı, arz inledi
Onlar İslam ordularının hiç yılmayan erleri idi
Ne yüce askerler ki daima emir ve yasak dinledi
Hakkı anladık, saydık Hakkın adaletini yaydık
                                 Elhamdülillah
Asi küfür birliği haçlılar tüm çevremizi sardı
Düşmanların birliği, bizimde Mevla’mız vardı
Birleşsinler bizimle, nice evliya ve melekler idi
İman ile Allah Allah, sedaları nice cepheler yardı
Hakkı bilip dinledik, Hakkın yardımını duyduk
                                 Elhamdülillah
O gün yedi düvel düşman son sınıra dayandı
O düşmanlar bizi hep küçük görüp hiçe sayandı
O günde yine maddi güç o, zalim düşmanların idi
Ya’ Rab elbette bizimde, maruzatımız Sana ayandı
Hakka bağlı kaldık, Hakkın yardımını aldık
                                 Elhamdülillah

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR (1)

Derde düşenler acı çeker, yanar inler
Halden bilmeyenler ne sorar ne dinler
Nice canlar yanar, seyreyler gafil binler
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez o binler

Kendini düşünür oldu şimdi beyinler
Günümüzde pek çoğaldı nankör hainler
Çok az kaldı, halden bilen mütedeyyinler
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez o beyinler

Dünyevi çıkarlar içindir taraf ve eğimler
Menfaate dayalı oldu söylem ve deyimler
Fani dünyada sade madde için müdavimler
Ateş düştüğü yeri yakar bilmez bazı eğimler

Derdi çeken bilir çekmeyenler ne anlar
Acıyı bilene sorun, bilmez ki tatmayanlar
Kimin derdini kim ne bile, yanar nice canlar
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez dertsiz canlar

Çaresiz kalırsın elinden gidince imkânlar
Metin ol da sabreyle, geçer sıkıntılı bu anlar
Kimsenin halinden sormaz oldu, şimdi insanlar
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez avam insanlar

Yaralı bağrını bir dahi yakar iftira, yalanlar
Derdi sıkıntıyı üslenir az ve azınlıkta kalanlar
Bunalırsın, artık sıkar, dar gelir çok geniş alanlar
Ateş düştüğü yeri yakar, bilmez çoğunluk olanlar

Adli Dengeler (2003) (1)

Bu ülkede iş ve aş bekleye dursun nice yüz kişi
Zevk-i sefa içinde yüzde on vicdanı, ters yüz kişi
Müstahaktır bize acep yüzde kaçtır çizgisi düz kişi
Adli dengeler bozulunca bu sistem çözmez bu işi

Yazık bu millet bu kadar kör duyarsız ve şaşımı
Ne iş az yabana varda çok özler uzay vatandaşımı
Ormanda yaşayanlarda yapmaz böyle bir paylaşımı
Asli dengeler bozulunca temiz ve doğrular saf dışımı

Bu ne iştir nasıl demokrasi medeniyet bunun neresi
Acep yok mu bu haksızlığın bu çarpıklığın bir çaresi
Sadece namusluya mı kapalı? demokrasinin penceresi
Örfi dengeler bozulunca boş kaldı fakirlerin tenceresi

İşgalci kapital sermaye, serbest piyasa ekonomisi
Gelir kaynaklarını kaptı yabancı sanayi coni, tomisi
Conilere yenik düştü nice esnaf, tüccar, üretici hamisi
Asri dengeler bozulunca zorda vatanın taşıyıcı gemisi

Hani nerede özgürlük Avrupa medeni insan hakları
Hepsi yalan sade dini ve ahlaki değerlerdir yasakları
Dünyanın her yerinde sömürü üzerine kuruldu çarkları
İnsani dengeler bozulunca var mı canavardan farkları

Nasıl bir adalet ki yiğitler tutsak hainler patron ağa
Bu gelir dağılımı yakışmıyor medeni denilen bu çağa
İşler tersine döndü hainler hâkim yabancılar doldu bağa
Mali dengeler bozulunca timsahla yarışır mı kaplumbağa

Sinsice Yahudi ve Siyonistler ayağımızın altını oyuyor
Topraklar el altından gizlice satılırken millet hala uyuyor
Artık uyan ey! Türkiye toprak ayağımızın altından kayıyor
Coğrafi dengeler bozulunca birçok kurumlar geri sayıyor

EN BÜYÜK SUÇ

En zor tatbiki amel ise helal kazanç ile adalettir
En zor temsili amel ise şeriatı İslam ile imamettir
En zor tahkiki amel ise adil yargı ile hükmüyettir
En zor tespiti amel ise kıyasül fukaha ile rivayettir
Ne mutlu adil yargı kararı veren ile kıymet bilene

En ağır sorumluluk ise hak kefalet ile vekâlettir
En ağır yükümlülük ise ilmü muttaki ile emanettir
En ağır görevlilik ise nizami İslamiyet ile riyasettir
En ağır hitabetçilik ise muallim ile vaizi nasihattir
Ne mutlu hak doğruları öğreten ile kıymet bilene

En büyük suçlar asilik nankörlük ile ihanettir
En büyük tehlike ise içki kumar faiz ile şehavettir
En büyük günah ise küfrü inadi şirk ile kehanettir
En büyük sıkıntı ise korku tembellik ile vahamettir
Ne mutlu tehlikeden kaçan ile emir ve yasak bilene

En kötü düşman ise acizlik fakirlik ile cehalettir
En kötü yol ise gayri İslami sapıklık ile dalalettir
En kötü hayat ise bozuk amel-i ahlak ile zillettir
En kötü toplum ise küfrü şirk ile adi şaki millettir
Ne mutlu güzel ahlaki huy ile emir ve yasak bilene

En korkulu gün ise meydan-ı mahşer ile kıyamettir
En korkulu yol ise narı cehennem ile geçidi sırattır
En korkulu an ise mahrumi iman ile eceli zarurettir
En korkulu hal ise mahrumi cennet ile mağduriyettir
Ne mutlu ameli cehimden kaçıp emir ve yasak bilene

En acı kayıp ise akıl iman sıhhat cihat ve basirettir
En acı ayıp ise hırsızlık arsızlık ile ömrü nezarettir
En acı talih ise gayri hoşnutluk ve kölelik ile esarettir
En acı şaibe ise yüz kızartıcı suç ile itham ve rezalettir
Ne mutlu yüzü ak alnı açık ile emir ve yasak bilene

En çirkin netice ise mağlubiyeti bozgunluk ile hezimettir
En çirkin hal ise yanlış niyetli düşünce kin ile husumettir
En çirkin huy ise fitne fesatlık gıybeti nemime ile hasettir
En çirkin zan ise insanları nice ayıbı itham ile su-i niyettir
Ne mutlu zan ve günahtan kaçan ile emir ve yasak bilene

En kerih dal ise gayri meşru ticaretçilik ile haramkârlıktır
En kerih yol ise yalancılık dolandırıcılık ile sahtekârlıktır
En kerih hal ise gayri samimi ciddiyetsizlik ile riyakârlıktır
En kerih kul ise sabrı hamdı şükürsüzlük ile isyankârlıktır
Ne mutlu meşru helal kazanan ile emir ve yasak bilene

EN YÜCE EN BÜYÜK

En yüce büyük âlemlerin yaratıcısı ve sahibi Hz-Allah
En yüce insan peygamber efendimiz(sav)Hz-Resulullah
En yüce kitap rehberimiz Kur’an-ı kerim Hz-kelamullah
En yüce mabet muazzam mekân kıblemiz Hz-beytullah
En yüce abide ravza’i mutahhara makamı Hz-habibullah
Ne mutlu bu yücelere iman edip salih amel işleyenlere

En hak ve hakiki kelam ise kelime tevhid ile şahadettir
En hak ve hakiki nizam ise kanuni İslami’ye ile şeriattır
En hak ve hakiki mizan ise Hz-Kur’an hadis ile sünnettir
En hak ve hakiki hayat ise merhamet sadakat ile adalettir
Ne mutlu ilahi nizama ve mizana uyan ile kıymet bilene

En kıymetli icraat ise emri bil maruf ile cihattır
En kıymetli dost ise muttaki ilmü amel ile sıhhattir
En kıymetli güç ise gayretü azmi amaç ile cesarettir
En kıymetli zenginlik ise huzuru bir kalp ile kanaattir
Ne mutlu hamdı sabrı şükür eden ile kıymet bilene

En hayırlı meziyet ise şükrü sabrı hamt ile merhamettir
En hayırlı marifet ise düşmana üstünlük ile galibiyettir
En hayırlı maharet ise adil icraatlı yetki ile salahiyettir
En hayırlı mahiyet ise başarılı meşru imtihan ile icazettir
Ne mutlu hayır meziyet ile yaşayana ve kıymet bilene

En mukaddes mesleki uğraşı ise dürüstlük ile zanaattır
En mukaddes mülkü servet ise huzuru kalp ile kanaattir
En mukaddes vakit’i zaman ise leyle-i kadir ile beraattır
En mukaddes iş ve geçim kaynağı ise çiftçilik ile ziraattır
Ne mutlu dürüstçe huzurlu yaşayana ve kıymet bilene

En güzel ahlaki hat ise sünneti seniye ile İslamiyet’tir
En güzel ahlaki hal ise meşru düşünce ile hüsnüniyettir
En güzel ahlaki huy ise hoş görü ciddiyet ile samimiyettir
En güzel ahlaki hak ise helal kazanılan mal ile ganimettir
Ne mutlu güzel ahlak ile helal mal kazanıp kıymet bilene

En bariz ifade-i dostluk ise fedakârlık ile tam sadakattir
En bariz ifade-i rabıta-i bağ ise vefakârlık ile teslimiyettir
En bariz ifade-i müttakilik ise tasavvuf ile hak bir tarikattır
En bariz ifade-i mürşidi kâmil ise Kur’an ile sünnete riayettir
Ne mutlu ilmü takva tasavvuf ile yaşayıp ve kıymet bilene

En üstün mana-i zarafet ise vakarı tevazu ile bir şahsiyettir
En üstün mana-i âlem ise ilahi ilmi İslam ile kalbi sükûnettir
En üstün mana-i yiğitlik ise nefsi irade ile nefse hâkimiyettir
En üstün mana-i talimgâh ise ilmi Kur’an ile hadisi tedrisattır
Ne mutlu vakarı tevazu takva ile yaşayana ve kıymet bilene