İçeriğe geç

Ay: Nisan 2009

KORKUYORUM BEN

Fani dünyada kaygusuzluktan
Kabirde azap ve uykusuzluktan
Mahşerde güneş ile susuzluktan
Korkuyorum ben korkusuzluktan

Bu zamanda mizansız nizamdan
Yalan iftira gıybet ve su-i zandan
Hesap günü hesaptan ve mizandan
Korkuyorum ben nefisleri azandan

Haince bakan kem gözlerden
Söylenen bütün yanlış sözlerden
Aleyhte konuşulan tüm gizlerden
Korkuyorum ben şu bizim özlerden

Kapalı kapılar ardındaki kıs pıstan
Açık düşmandan değil kapalı dosttan
Sorunlarını paylaşan değil sus pustan
Korkuyorum ben kin nefret ve kaostan

Fani dünya sevgisine doyumsuzluktan
Tüm emir ve yasaklara uyumsuzluktan
Tüm sorunlara karşı bu duygusuzluktan
Korkuyorum ben bunca sorumsuzluktan

İçimde nice korkular ömür boyunca
Neyleyim Mevla bunu içime koyunca
Nasıl güleyim ki korkular içimi oyunca
Korkuyorum ben günü mahşeri duyunca

Aldanıp da yanlış bir yol seçeceğimden
Rızklar karıştı haram yiyip içeceğimden
Fani âlemden kul hakkıyla göçeceğimden
Korkuyorum ben sıratı nasıl geçeceğimden

Ölümden değil acep nasıl öleceğimden
Bazen ağlayacağım yerde güleceğimden
Rabbimin huzuruna ne yüzle geleceğimden
Korkuyorum ben bilmediğimi bileceğimden

Nice korkudur sürekli kemiriyor içimi
Ahir zamanda değiştirildi yaşam biçimi
Pek zor oldu insanların birbiriyle geçimi
Korkuyorum ben çıkara bağladık seçimi

MEDENİYETSİZ MEDENİ GEÇİNEN DÜNYA

Ah medeniyetsiz medeni geçinen şu dünya
Medeniyet var mı ki hani nerde görülsün ya
Kan ve sömürü yerine yardım ağı örülsün ya
Şu medeniyetsiz canilerin defteri dürülsün ya

O medeniyet varsa adil bir dünya olsun ya
Soygun vahşet kan gözyaşı durdurulsun ya
Dürüst şeffaf bir düzen ile işler durulsun ya
Medeni hukuksa zalimlere hesap sorulsun ya

Medeniyet adalettir adaletsizce bölmesin ya
Analar ağlarken medeniyetçiler gülmesin ya
Mağrurlar gülerken mağdurlar üzülmesin ya
Ey medeniyetçi zalimler bebekler ölmesin ya

Yavrular ayrılıyor anaların kucağından
Mazlumlar çıkarılıyor evinden ocağından
Garipler sürülüyor yurdundan bucağından
Hâlâ medeniyet bekliyorlar zulüm çağından

Meydanlarda yine boş vaat favorilerin havası
Havaları yüksek ama boş kaldı fakirlerin tavası
Baş olmak iyi hoş ama iş ve aştır birilerin davası
Medeniyet böyle değil yıkılıyor yiğitlerin yuvası

Garibi sömürdü sözde medeniyetçi zalimler
Hep sömürü aracı oldu teknoloji ile bilimler
Sadece aldatmak için mi okutulur bazı ilimler
Medeniyet midir ahlâksızca dönen nice filmler

Adım adım boşalıyor Güneydoğu Anadolu
Çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor bağlı kolu
Esnaf sıkıntılı herkes borçlu olduk borcun kulu
Hani medeniyet hiç kimse sormuyor yetimi dulu

Kimin derdi baş olmak kimin de soyma provası
Ne yazık ki daima doluyor hep zalimlerin kovası
Sahibine değil de haramilere verildi Harran Ovası
Medeniyet değil de hep çıkardır bunların turnuvası

Uyanalım artık usul yavaş açılıyor BOP’un yolu
Toprak ajanı siyonistler sardı çevremiz ile sağı solu
Artık anlayalım dönen bunca dolapları ve karambolu
Medeniyet varmıki birileri bahçesi yapıyor İslambol’u

Ahlâksız alçak birileri hakaret ediyor çobana
Medeni geçinen birileri mürteci yobaz diyor bana
Sade şekilde insan sürüleri alçaldıkça iniyor tabana
Medeniyet İslam’dır ama nice birileri özeniyor yabana.

BİR KONUŞ İKİ DİNLE (1)

Bir konuş iki dinle, budur edebi ahlak
Elbette bunun içindir, bir ağız iki kulak
Dinlemeyi bilmek de adaptandır mutlak
Tek medeniyet İslam, harici kötü ahlak

Yer ve ortama göre öz konuş, iyi dinle
Konuşulan kelam dane ise, onu iyi anla
Daneleri topla, uğraşma sap ile samanla
Tek din İslam, insan vasıf bulur imanla

İlim meclisinde bulun, üşenip bıkma
Makul olmayan yerde, konuşup sıkma
Günahlardan kaç, ebedi yurdunu yıkma
Tek kurtuluş İslam, bu yoldan çıkma

Hayatı gerçek yaşa, hayal perest olma
Dünya imtihandır, zevk-ü sefaya dalma
Daim dirayetli ol, kendini bırakıp salma
Tek çare İslam, ayrılma, geri kalma

En kıymetli cevher akıl ile kâmil İman
İkinci ise Salih amel ile geçirilen zaman
Malı ile kurtulamadı ne Karun ne Hâman
Tek hak cevher İslam, diğeri çöp saman

Cevherin yerinde pulun, bir değeri yok
Kendini bilmeyen kulun, bir değeri yok
İçinde adam yoksa, çulun, bir değeri yok
Tek yol İslam, başka yolun bir değeri yok

EN ÖNEMLİ NİYAZ

Dünya dediğin iki kulaç bir karış
Diler isen var git birazda sen yarış
Ölüm ani, hak sahipleri ile tez barış
Fayda vermez ölümden sonra yalvarış
Her İbadet Hz. Mevla’ya niyazdır
Ama en kıymetli beş vakit namazdır

Dünyada hoş tüm nimetler de hoş
Nimete şükreyle İslam yolunda koş
Gayri meşru hayatlar heba ve nahoş
Bu dünya fani İslam’ sız hayatlar boş
Her İbadet Hz. Mevla’ya niyazdır
Ama en kıymetli beş vakit namazdır

İslam’ın önemli temel şartı beştir
Namaz diğer şartlara mukabil eştir
Namazı kılmayanların akıbet-i ateştir
İnkâr edenler kokuşmuş pis birer leştir
Her İbadet Hz. Mevla’ya niyazdır
Ama en kıymetli beş vakit namazdır

İslam’ı anlayıp yaşamak önceliktir
İslam büyüklerini anlamak inceliktir
Bu yüce zatları anlamamak benceliktir
Sence, bence kafalar afaki bir hinciliktir
Her İbadet Hz. Mevla’ya niyazdır
Ama en kıymetli beş vakit namazdır

İÇİM KAN AĞLIYOR

İçim kan ağlıyor çıkıp haykırmak istiyorum,
Vatan hainlerinin karşısına durmak istiyorum,
Zulüm ve ihanetin hesabını sormak istiyorum,
Zulmün hesabını sormak için uyanalım arkadaş!

İnsanlık âlemini bu zulümden beri istiyorum,
Biz İslam âleminin layık olduğu yeri istiyorum,
Bu nesil zillete düştü Osmanlı’yı geri istiyorum,
Sömürüden kurtulabilmek için uyanalım arkadaş!

İnsanlık batakta adaleti sağlamak istiyorum,
Çok ezildik artık kükreyip çağlamak istiyorum,
Ne çare elimiz bağlı hıçkırıp ağlamak istiyorum,
Ağlamak çare değildir ağlama uyanalım arkadaş!

Çıkarları uğruna birbirine düşürdüler vatandaşı,
Nerede bir mağdur görsem yanar yüreğimin başı,
Millet neden anlayamıyor bu oyunu çirkin savaşı,
Bu sinsice oyunu anlamak için uyanalım arkadaş!

Söylemleri başka, icraatları başka, bakışları şaşı,
Boş vaat ve yalan sözler ile aldatıyorlar vatandaşı.
Hesapları sadece gayri meşru ihale ve rantiye dalaşı,
Yalan vaatlere aldanmamak için uyanalım arkadaş!

Millet perişan, bozuldu yurdun dengeleri ve havası,
Acep kime yaradı sahiller ormanlar ve Harran Ovası,
Kıyamete kadar sürecek İslam’ın hak ve haklı davası,
Gerçek hak davamızı savunmak için uyanalım arkadaş!

Aldanıp satılanlara anlatsan anlamaz, dönmez özüne,
İnanılmaz hain ikiyüzlü riyakâr münafıkların sözüne,
Umursayıp aldırmazlar, yuhalanıp tükürsen de yüzüne,
Aldanmış hainlere aldanmamak için uyanalım arkadaş!

Koltuk ve rant uğruna nice birçok cevherleri yaktılar,
Hırsız arsız hainlere kucak açıp dürüstleri hapse tıktılar,
Talancı zalimlere eğilirken, mazlumlara tepeden baktılar,
Bu zalimlere karşı dik durabilmek için uyanalım arkadaş!

Seçim meydanlarında eşarp taktı, başörtüsü bağladılar,
Milleti aldatıp kendileri ve yandaşlarına çıkar sağladılar,
Mağdurlarla değil de, neden mason yandaşlarıyla ağladılar?
Cani siyonist tuzağından kurtulmak için uyanalım arkadaş!

Ne acayip iştir, aldanıp kardeşini katletti aptal caniler
Kendine çukur kazıp parmağıyla gözünü çıkardı deliler
Şehit ile tekbiri birbirinden ayırdı cahil ve yobaz valiler
Cani ve cahillere engel olabilmek için uyanalım arkadaş!

Bize gerici diyorlar, hayır gayemiz ilimde ileri gitmek,
Tarihte Hazreti Ömer efendimizin adaletini icra etmek,
Asıl bunlar gericidir gayeleri bizi cahiliye devrine itmek,
Cehalet ve zulme karşı durabilmek için uyanalım arkadaş!

Müslümanlara yarasa dedi, köstebek misali cahil birileri,
İslam ışığından nasibini almayanların ölü gibidir dirileri,
Bu kervan yürür, ömür boyu konuşsa da bunların sürüleri,
İslam karşıtı hainler çoğalıp azdırmadan uyanalım arkadaş!

Vatan yağma oldu hırsızlık mı dersin, soygun mu, talan mı?
Söyleyin öyle ise bu olanlar ve olaylar yanlış mı, yalan mı?
Herkes masum da suçlular sadece dürüst ve temiz kalan mı?
Dürüst temiz ve başların dik kalması için uyanalım arkadaş!

Hırsız ve talancılar her zaman olduğu gibi bugün de başta,
Soygun, zulüm, kaçakçılık, baskı ve yasakçılık hep revaçta,
Yine siyonist ve yandaşları rol aldı, bu sinsice gizli savaşta,
Çirkin oyunu ve sinsi savaşı bozmak için uyanalım arkadaş!

Tek tip insan diyerek halkımızı laiklik kalıbına koydular,
Gözümüzü boyayıp, kafamızı karıştırıp ceplerimizi soydular,
Hak ve haram yemekten ne utandı, ne usandı, ne de doydular,
Bizler de bu zillete ve illete düşmemek için uyanalım arkadaş!

Tarihini bilmeyen cahiller inadına batı batı diye tutturdular,
Bize öz ananemizi, benliğimizi ve geçmişimizi unutturdular,
Cehaleti, illeti çirkinlik ve şirreti medeniyet diye yutturdular,
Medeniyet dedikleri şey böyle değil bilesin uyanalım arkadaş!

Din, namus, iffet, hayâ, onur ve ahlakı bir kenara attılar,
Medeniyet ve çağdaşlık diye kadın erkeği birbirine kattılar,
Bütünüyle ahlaki ve manevi değerlerimizi maddeye sattılar,
Maddi manevi değerlerimizi korumak için uyanalım arkadaş!

Çağdaş, medeni, Müslüman geçindi sahtekârlık yaptılar,
İslam’ın adını irtica, gerici, mürteci koyup şeytana taptılar,
Doğru hak yolu bırakıp, sonu hüsran olan bataklığa saptılar,
Biz de hüsran bataklığına düşmemek için uyanalım arkadaş!

Müslüman’ım diyor isen icraatını göster, rükû secdeye eğil,
Onurlu geçmişini, inancını, aslını unutup da etme küfre meyil,
Bu çirkin yanlışlar demokrasinizde yok, hele İslam’la hiç değil,
Demokrasi böyle değil bu oyunu bozmak için uyanalım arkadaş!

Kan ağlıyor gönlümüz, gülmez oldu yüzümüz, buruk içimiz,
Eğer İslam var diyorsanız, böyledir inancımız ve dini açımız,
Nerede din ve vicdan özgürlüğü, zorla açılıyor baş ve saçımız,
Tek gerçek dini anlayıp yaşayabilmek için uyanalım arkadaş!

Bizi uyuşturdular, nice pis ve çirkin amellerine aldanasın,
Eğer şuurlu dost eliyle yaraları saramıyorsan, bırak kanasın,
Bak hele ey arkadaş, endişemiz var, söyle sen kimden yanasın?
Yeter artık hey bitsin bu uyuşukluk ve gaflet uyanalım arkadaş!

Hak Teala nimetini artırdı, nankör kullar azdıkça azdı,
Hamt ve şükürsüz isyan edip cehennem çukurunu kazdı,
Hak Teala hayır murad eder, şerri kul isteyince Hak yazdı,
Musibet ve şerlere duçar olmamak için uyanalım arkadaş!

Bunların hangi birisini yazayım yazmakla bitmez ki,
Kalpleri mühürlenmişlere ne dersen de fayda etmez ki,
Mevla’ya sığınalım onun gücüne hiç bir güç yetmez ki,
Fazla şey söylemeye gerek yok artık uyanalım arkadaş!

Bilmem ne oldu bize, aslanlar yatağına konmuş kediler,
Bu şehit benim şehidimdir, tekbirle gömdürmem dediler,
Bu ne mantık arkadaş, perhizli iken naneli turşu yediler,
Bu makamları ehline verebilmek için uyanalım arkadaş!

Ümitliyiz sömürü ve zulüm düzeni böyle gitmeyecek,
Haklıya engel olmaya hiçbir zalimin gücü yetmeyecek,
Zulmeden hain zalimleri cehennem şiddetle bekleyecek,
Haksız zalimleri anlayabilmek için uyanalım arkadaş!

Asla yere bakamayız, dik ve yüksek durmalı başımız,
Kesilse de suyumuz, ekmeğimiz, istihkakımız aşımız,
Kırılsa da kolumuz, bacağımız, parçalansa da naşımız,
Din namus ve bayrağı korumak için uyanalım arkadaş!

HASTALIKLARIMIZ VE YANLIŞ TEDAVİ SIRALAMASI

Bir hasta düşünün, beyninden, kalbinden ve midesinden hasta. Tedaviye ilk nereden başlamamız gerekir? Tabii ki beyinden, amma ne yazık ki biz ilk tedaviye mideden başlıyoruz. Hâlbuki beyinden başlamamız gerekir. Çünkü beyin felç olurda görevini yapamazsa, kalbin midenin çalışması ve insanın yaşaması hiçbir anlam taşımaz ve hiçbir işe yaramaz. İnsanların ekseriyetinin beyinden hasta olduğunu görüyoruz. Çünkü insanlar faiz, fuhuş, kumar, içki, uyuşturucu, hırsızlık, arsızlık, yalancılık, dolandırıcılık, tefecilik ve daha nice çirkin ahlaksızlık batağına düşürüldüler. İnsanımızı insani, İslami, ve tüm manevi değerlerimizden uzaklaştırdılar. Ne yazık ki; manevi değerlerinden koparılmış bir insandan her kötülük beklenebilir. Biz ilk evvela genç beyinleri ve insanlarımızı bu çirkin ve müzmin hastalıklardan kurtarabilirsek, o zaman bu insanlar doğru ve sağlıklı düşünerek kalplerini tedavi eder, midelerini de meşru yollardan doldurur, doyurur ve tedavi ederler. Ama maalesef bizim ve bazı idarecilerimizin midesinden değil beyninden zoru vardır. Yani sade ekonomi ve midemiz değil de önce beynimiz beynimiz der isek, doğru teşhis koymuş olur ona göre de tedavi yöntemi uygularız. Tabi, ekonomi çok önemli ama aklımızı iyi kullanarak adil ve dengeli ekonomi düşünmemiz gerekir. Ekonomiyi hesapsız adaletsiz ve dengesiz çıkar sağlamak için korumaya çalışırsanız, böyle bir ekonomi ne millete ne de memlekete asla fayda ve huzur getirmez. Önce gelir dağılımı adaleti şarttır. çok zengin coğrafyamızda kriz, işsizlik, geçim sıkıntısı gibi hadiselere üzülmek bir yana utanmamız gerekir. Dünya bize güler ve çok ayıplar, çünkü dünyanın incisi bizim memleketimiz dünyada en kıymetli coğrafi konumdadır. Dünyanın asıl süper gücü biziz. Bizim ülkemizde bulunan kaynaklar dünyanın hiçbir yerinde yok, ama biz aklımızı kullanamadığımız için hala Avrupa Avrupa diye yanlışta ısrar ediyoruz. Bu kokuşmuş batmış Avrupa’nın neyine hayranız anlamak mümkün değil. Avrupa Birliğinin İslam dünyasına karşı bir birliktelik olduğu açıkça ortadayken, bu kadar taviz verme zilletini de beynimizden söküp atamadığımız tümörlerden sadece biri olsa gerek. Hayırlı şifalar dileriz. Yazık bize, bizim ecdadımız dünyaya adalet ve medeniyet dağıtırken, Avrupa Birliği mi vardı? Lütfen bu milletin manevi değerleriyle oynamayın. Yok efendim dinler arası diyalog, ılımlı İslam ve medeniyetler buluşması… Hayır! Asla ne İslam’dan başka din, ne de İslam’dan başka medeniyet vardır. Ancak din İslam’dır ve medeniyette ancak İslam’dadır. Hz. Âdem’den günümüze din tektir ve İslam’dır. Medeniyette ancak İslam ile olur ve olmuştur. Lütfen Tarihi doğru araştırın doğru yazın ve doğru okuyun. Hayır Medeniyet, şu anda savunmasız çocuk kadın ve yaşlı insanları vahşice kurşuna dizen dünyanın sömürü gücü Amerika’da mı, yoksa Avrupa’nın başı İngiltere’de mi? Buna medeniyetler buluşması değil de medeniyetsizliği karıştırma deseniz daha doğru olur sanırım. Bizim A.B.D. ve A.B.’ye değil ancak ve ancak biraz vakarlı ve dik durmaya ihtiyacımız var. Evet, küfür ve zulmün karşısında ne kadar dik ve vakarlı durursanız ancak O kadar başarılı olursunuz. İslam eşittir medeniyet. Tarihi iyice araştırın gayet açık bir şekilde görür ve anlarsınız. Ama ne yazık ki biz kör taklitçilikten kurtulup tarihi doğru araştırıp doğruları bulma zahmetine katlanmıyoruz. Vah yazıklar olsun bize. Ayrıca her şeyimiz ithalata dayalı oldu, borçla ithalat yaparak ne kadar dayanabileceğiz ve bizim insanımız ne iş yapacak işsizlik nereye varacak?Unutmayalım ki üretmeden tüketen çabuk tükenir. Kitleri peşkeş çektik, fabrikalar kapandı, başımıza taç yaptığımız başımızın belası yabancı sermaye memleketi sömürüyor, devlet tüccarlığı bıraktı şimdi müteahhitliğe başladı. Fabrika yapmıyor, her tarafa konut yapıyor. Rahmetli Yazıcıoğlu demişti ki; inşaat yaparak hangi ülke kalkınmış. Doğrudur çünkü İnşaat sektörü lokomotif sektör değildir. Fabrika konut yapar ama konut fabrika yapmaz. Unutmayalım ki, birilerinin çıkarı uğruna uyutulduk ve uyutuluyoruz, daha ne kadar uyutulacağız lütfen uyumayalım.

HAMD OLSUN HALİMİZE

Derdim var ben kime gideyim
İlahi takdir ben kime ne deyim
Kaderim böyle ise ben nideyim
O yare gideyim ben diyar diyar

Talih bana bir gün döner mi?
Bu ızdıraplar bir gün diner mi?
Sinemdeki ateş bir gün söner mi?
Bi deva gideyim ben diyar diyar

Hamdolsun bu benim kaderim
Eksik olmuyor derdim kederim
Bilmem çare nedir nasıl ederim
Biçare gideyim ben diyar diyar

Seyyah olup şu âlemi gezeyim
Asi nefsin hilesini belki sezeyim
Gamlı gönül seni eleyip süzeyim
Bi heva gideyim ben diyar diyar

Eğer bilsem kader bana gülecek
Mutlu güzel günler geri gelecek
Başka illerde var halden bilecek
Hal bilene gideyim ben diyar diyar

Dostlarım var derdimden bilmez
Dertli günlerimde yanıma gelmez
Benimle dertlenip benimle gülmez
Ehli dosta gideyim ben diyar diyar

Dert ayrılır dostların bendinden
Elden değil yakınların kendinden
Dertlerimiz o sinsilerin fendinden
Bir haluka gideyim ben diyar diyar

Yardım gelmez ki çıkarcı zenginden
Bizar oldum çıkarcıların cenginden
Dertlinin dostu yine kendi denginden
Bir zengine gideyim ben diyar diyar

Mevla’nın elindedir benim her işim
Şikâyet değil acizliktir serzenişim
Neyleyim ben kadere boyun eğmişim
Hamdeyleyip gideyim ben diyar diyar

Hata ile günahımdır benim kederim
Aciz halimle Mevla’yı daim zikrederim
Aklı iman ile nimete daim şükrederim
Sabrı şükür ile gideyim ben diyar diyar

İnsanlık bozuldu hüsran oldu çağlar
Sinem yanar için için gönlüm kan ağlar
Nidem köşkü sarayı bar vermez oldu bağlar
Yol verin dağlar gideyim ben diyar diyar

Çileli ömür bitince bir gün ben de dönerim
Yalnız karanlık kabre bir gün ben de inerim
Ne bir dost yardımcı var ne ışık ne de fenerim
Rızkım bitince bir gün beni de yer bu yer bu yer

GERÇEK İNSANLIK

Hayvan terbiyelidir nikâhsız gezen eşlerden
İnsan şeklinde hayvan gibi yaşayan leşlerden
Sahte yalancı kumarcı serhoş esrar keşlerden
Ahlaksız şehvetçi seyraniler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar dahi sadıktır görevi ihmallerden
Kaçar ve uzak dururlar bir çok mahallerden
Hayâ eder sakınırlar bir çok çirkin hallerden
Görevini ihmal eden avamiler çoğaldı ne deyim

Hayvanlar üstündür rabbine asi mahfillerden
Hatırlayıp da rabbini hiç zikretmeyen dillerden
Günahına üzülerek semaya kalkmayan ellerden
Hayâsız asi nankör havariler çoğaldı ne deyim

Ahlaksızca insan adabına aykırı giyenlerden
Pervasızca ağzına geleni konuşup diyenlerden
Helal haram demeyip düşünmeden yiyenlerden
Arsız hırsız zalim haramiler çoğaldı ne deyim

Hayvan daha medenidir hüsrana gidenlerden
İnsanlığını bilmeden zevki tuğyan edenlerden
İnsan ruhaniyettir ibaret değil ki bedenlerden
İnsan şeklindeki hayvaniler çoğaldı ne deyim

İnsan ahlakına aykırı sokakta gezenlerden
Anne babası ile gerçek insanları üzenlerden
Zayıf insanları hor hakir görüp de ezenlerden
Kendini insan sanan havailer çoğaldı ne deyim

Hayvan daha şanslıdır hüsrana gidenlerden
Ahireti unutup sade dünyayı hayal edenlerden
Hayvan değil insan sorumlu ruh ile bedenlerden
Ahir zamanda gafil hayvaniler çoğaldı ne deyim

Gerçek insanlar takdire şayan başka ne derim
Onları nefsimden üstün görür ve tenzih ederim
Onlar başıma taçtır hürmetle ardı sıra giderim
El haya-i vel iman ama hayâlılar azaldı ne deyim

EY ASİ NEFİS

Ey asi nefis nedir benimle senin derdin
Her dem kendi isteğini göz önüne serdin
Hep benden istedin ya sen bana ne verdin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

İyilikleri gizler hep kötülüğü översin
İrade hâkim olunca çark edip dönersin
İstediğin olamayınca da dizini döversin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Fırsat bulunca beni hüsrana sürersin
Kendine uygun iş olunca orada tünersin
İşine gelmeyince de hemen hesabı dürersin
Yeter artık nedir benimle senin derdin

Biraz yüz bulunca hep galebe çalarsın
Rahatlığı görünce zevki sefaya dalarsın
İrade galip gelince de sen avucunu yalarsın
Yeter artık nedir benimle senin derdin

DOSTLUK (1)

Dostluk nedir a dost bilir misin?
Dar günde dosta koşar gelir misin?
Onunla ağlayıp onunla sevinir misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Koşar gelir, yaralarını sarar mısın?
Yaraları kanayınca sorup arar mısın?
Dostunun dertleri ile hem karar mısın?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostunun hatırını sorar dinler misin?
Onunla hüzünlenir onunla güler misin?
Daralıp bunalınca gözyaşını siler misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostun öldüğü yerde ölebilir misin?
Onunla üzülüp onunla gülebilir misin?
Dertleri artınca paylaşıp bölebilir misin?
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Dost dostun çadırına değişmez sarayı
Dostlar son planda görür çıkarı, parayı
Dost dostu sık ziyaret eder, açmaz arayı
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Samimi değil isen sana dost diyemem
Dosta ihanet ateşten gömlektir giyemem
Dostum aç ise onu düşünmeden yiyemem
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister