İçeriğe geç

Ay: Mart 2011

Haktan Ayrılmadan Hakka Yürüyen Adam (1)

Hocam sen büyük bir cihat eriydin
Yanlışlardan ve hatalardan beriydin
Tarihte en büyük dehalardan biriydin
Seni unutmayacağız hep cesur adam

Sen tüm gerçekleri önümüze serdin
İmtihan-ı çok büyük başarı ile verdin
İmtihanında çok yüksek dereceye erdin
Seni unutmayacağız hep başarılı adam

Sen hiç ayrılmadın hukuktan haktan
Destek bulamadın uyutulmuş halktan
Çünkü daima anlatırdın emir yasaktan
Seni unutmayacağız hep yasaklı adam

Sen taraf olmadın nefretten kinden
Pek çoğumuz edebi öğrendik senden
Dik durup, hiç taviz vermedin dinden
Seni unutmayacağız hep edepli adam

Takdirin mütedeyyinler tarafından
Anlaşılmadın saf beyinler tarafından
Sen yasaklısın ama hainler tarafından
Seni unutmayacağız hep takdirli adam

Sen nice çok büyük hizmetler gördün
Dünya İslam âlemini kenetleyip ördün
Akıbette yüzünün akıyla hesabı dürdün
Seni unutmayacağız hep hizmetli adam

BÜYÜK BİR HİKMET ÇANAKKALE (1)

Çanakkale neslimizin medar-i iftiharı
Kutsal bir toprak çünkü şehitler diyarı
Birlikte savaştı baba oğul, genci ihtiyarı
Şehit ve gaziler hepsi o zaferin bahtiyarı
Çanakkale tarih de iftihar-i bir diyar

Nice hikmetler sahnesi çanak kale
Ecdadımızın iftihar vesilesi çanak kale
İmanın geçilmez güçlü kalesi çanak kale
Dünya çok şaştı, hiç görmedi böylesi kale
Çanakkale tarihlere sığmaz bir diyar

Çanakkale şanı büyük iftihar-i bir diyar
Birlikte savaştı bacı, kardeş, genç ihtiyar
Ölenler şehit kalanlar, gazi vakur bahtiyar
Şahadet Âşıkları ilahi yardımı görür, duyar
Çanakkale ilahi yardım görmüş bir diyar

Cani yedi düvel boğazı geçmek için kuşandı
Bu caniler acep niye geçemedik diye şaşandı
Çünkü canilerin şaştığı nice hikmetler yaşandı
Körpe kuzularla kışlalar yeniden doldu boşaldı
Çanakkale ilahi hikmetleri büyük bir diyar

Erbakan Sevgisi (1)

Doğruluğunla sürekli haklı çıkan
Siyonist zalimlerin çok canını sıkan
Dünyada birçok yerde tabuları yıkan
Seni sevdik, herkeste intiba bırakan

Sen oldun daima doğruları buyuran
Tüm tehlikeleri hep önceden duyuran
İş birlikçi toy gâvur sevdalarını uyaran
Seni sevdik, yoksul garipleri doyuran

Milli görüş ile D- 8’ler senin eserin
Sevgin içimizde yer etti derin mi derin
Tüm İslam âlemini yasa boğdu kederin
Seni sevdik, gönülden silinmez yerin

Mücahit Erbakan çok büyük bir deha
Bıraktığın nice eserlere biçilmez paha
Senin gibisi belki başa gelmez bir daha
Seni sevdik, sen bağlıydın Hz-Allah’a

Sen sahip çıktın toprağımıza taşımıza
Katkıda bulundun ekmeğimize, aşımıza
Bir Erbakan bir daha gelir mi başımıza?
Seni sevdik, sen örnektin her yaşımıza

İhanet edenleri Mevla’ya havale ediyoruz
Hz. Âdem’den kıyamete Din İslam diyoruz
Kim ne der ise desin, biz hak yolda gidiyoruz
Seni sevdik, hayatını nesillere neşrediyoruz

Savunan Adam (1-2)

Vatanı uğruna bekâr
Halkı uğruna fedakâr
Davası uğruna cefakâr
Seni seviyoruz vefakâr
                   Adam
Hakkı batıldan ayıran
Sürekli hakkı haykıran
Aciz-i mazlumu kayıran
Seni seviyoruz doyuran
                  Adam
Fakirin halini ağlayan
Zalimin elini bağlayan
Acın yürekler dağlayan
Seni seviyoruz çağlayan
                  Adam
Haysiyetli hayat süren
Hakkıyla defteri düren
Yüz akıyla hesabı gören
Seni seviyoruz ön gören
                  Adam
Hakkı üstün tutan
Gücümüze güç katan
Gafletleri üstünden atan
Seni seviyoruz güç katan
                  Adam
Ümmetin ufkunu açan
İnsani güzellikler saçan
Küfür birliğinden kaçan
Seni seviyoruz nur saçan
                  Adam
Ameline riya katmayan
Asla kimseyi aldatmayan
Aldatıcı projeler satmayan
Seni seviyoruz hiç atmayan
                   Adam
Yanlış yollara gitmeyen
Yanlışları kabul etmeyen
Asla kimseleri incitmeyen
Seni seviyoruz işi bitmeyen
                   Adam
İslam birliğiydi, derdin
Müslümanlara yön verdin
Devletleri topladın derdin
Seni seviyoruz yön veren
                   Adam
Rahmani ruhlu bir beden
Hep meşru yollardan giden
Daima hakkı müdafaa eden
Seni seviyoruz hedefe giden
                  Adam
Engel bendini yıkıp aşan
Zulme karşı kükreyip taşan
Zalime karşı gürleyip coşan
Seni seviyoruz hedefe koşan
                  Adam
Rabbine karşı boynu eğik
Fitnelere karşı kulağı delik
Soygunculara karşı başı dik
Seni seviyoruz hedefi büyük
                  Adam

10/Mart/2011

SİNEMDE ATEŞ VAR – 1

Aldanıp çok yanlış saygılar saydım girdim ziyana
Vefa yerine ihanet görmüş birine sabır gerek dayana
Kaldım yalnız çaresiz avare düşündüm gideyim biyana
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Hata yaptım maddi ve manevi sıkıntıya sürüklendim
Bilmem kimler için fani dünyanın yükünü yüklendim
Sonra da bir kenara atıldım ne arandım ne beklendim
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Birliğimiz sarsılmasın diye çok yanlış bir yol tuttum
Düzenimiz bozulmasın diye de nice bir zehirler yuttum
Nankörler yorulmasın diye mi ben geleceğimi unuttum
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Eyvah bozuldu denge düzen raydan çıktı bir kere
Sıkıntılar çekilmez oldu ızdırabım var gideyim nere
Sinemi yakan derin yaralar bir değil içerim pare pare
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Dara düştüm katlanıyor derdim kederim ne çare
Nara düştüm yanıyor içerim neyleyim kaldım biçare
Zara düştüm kanıyor ciğerim ey en yüce tabip bir çare
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Şaşırdım kararsız kaldım bir karara varamıyorum
Ah kalkmıyor kolum kanadım bir denge kuramıyorum
Sadakatli gerçek bir dost bulup bir çare soramıyorum
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Kolum bağlanmış taş üstüne taş koyup öremiyorum
Dar günümde çıkarcı dostları yanımda göremiyorum
İnsanlık sadece çıkar mıdır ben bir mana veremiyorum
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Neden nasıl aldandım dünya ahiret kendimi yaktım
Geleceğimi unuttum yanlış gözlükle geçmişe baktım
Bilmem ki elime ne geçti dünya ve ahiret taç mı taktım
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Dertlerim çok ama çaresi sabır dedim dişimi sıktım
Sıkıntılar çok ama bu bir imtihandır diyemem bıktım
Vefasızlara katkılarım çok ama kendi dünyamı yıktım
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Bağrım yanıyor gönlüm virane sinemde ateş var
Artık seyyah olsam ne çare değil dünya bana yar
Hazin dertlere duçar oldum sinedeki ateş oldu nar
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Çıkarcı yakınlar muhalif olup hep karşı durdular
Anlayamadım ince hesaplar ile gizli plan kurdular
Şimdi anladım amma ne fayda beni sinemden vurdular
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

SİNEMDE ATEŞ VAR – 2

Ateşi bağrında taşıyan dağ başında kar olmaz
Mutluluk hiçbir kimseye her yaşında yar olmaz
Ömrü heba olan bir dertliye son yaşında var olmaz
Oldum biyan dünüm ziyan ey birbilen halim sana ayan

Ah bütün planlarım kışa döndü bahar yaz gelmez
Sızlıyor ciğerim dertlerim başa döndü kimse bilmez
Yanıyor bağrım emeklerim boşa döndü yüzüm gülmez
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Sinesinde cevher olan dağ başından duman gitmez
Dertlerimi yazayım desem ömrüm ve zamanım yetmez
Çaresi sendedir Mevla’m, sende çare hem derman bitmez
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Medet yüce Mevla’m sinemde yanan ateş kor oldu
Bu ateşi söndür dertli yaralı sinem yandı nar oldu
Kalbimi sen geniştir artık fani dünya bana dar oldu
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Şaşkın biçare bu dertli başım alıp gitsem mi bi yana
Seyyah olup gideyim diyar diyar acep nere ne yana
Acizlere sabır tahammül gerek bu sıkıntıya dayana
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Hey dost geçinenler duyun beni, ateş var sinemde
Hiç dinmedi sinemde ateş, gözümde yaş her dönemde
Rahat bir gün görmedi bu talihsiz baş hiç bir dönemde
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Şaşıp düştüm ziyane mutlak bu bir hikmete dayana
Düşündüm acizane bunda neler gizli bilmem gayene
Gizli ve ayane bizleri bir bilen var gerek yok beyana
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Her kim ki dünyayı dert edinirse bilsin ki sonu ziyan
Dünya ahiret dengeli çalış doğru eyle halini beyan
Mutlak bir gören, bilen var her halimizi gizli ve ayan
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Kapıldım dünya hırsına hata yaptım derine daldım
Doğru yaptığımı zannedip başıma nice dertler aldım
Hatalarımı yeni anladım ya ne fayda çaresiz kaldım
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Dün yaptığım bütün fedakârlıklar bu gün suç oldu
Şimdi anladım ama ne çare iş işten geçti çok geç oldu
Artık kafama vursam neye yarar dönüşü çok güç oldu
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

Dünya için çok çalıştım kâğıt kalem ve kazma kürek
Rahat görmedim yaz kış daima gece gündüz hep sürek
Sonunda vefasızlık gördüm yanıyor bağrım hem yürek
Oldum biyan dünüm ziyan ey bir bilen halim sana ayan

YAYLA

Yayla derler yürüsem çıksam yayla başına
Rükû secde yapsam çimenine toprağına taşına
Yayla bana hiç yabancı değildir gözlerim aşina
Bir başka güzeldir dağları yaylanın yaylanın

Koyun ile kuzu yaysam yamacında düzünde
Bin bir şifa var yaylanın suyu havası özünde
Bir başka güzellik vardır baharında güzünde
Çok şifalıdır suyu havası yaylanın yaylanın

Yaylanın yükseğinde olur kartalların yuvası
Burcu burcu çiçek kokar dağları yamacı ovası
Makbul olur yaylanın dağında annelerin duası
Çok sıhhatlidir suyu havası yaylanın yaylanın

Huzur verir yaylanın soğuk pınar başları
Seher vaktinde Allah deyu deyu öter kuşları
Sıhhat verir ormanları meraları dağları taşları
Başka seda ile öter kuşları yaylanın yaylanın

Tüm bitkiler yaylada çeşit çeşit sayamıyorum
Tüm güzellikler burada bakmaya doyamıyorum
Tüm varlıklar zikirde başka bir ses duyamıyorum
Başka güzeldir yaşam tarzı yaylanın yaylanın

Akşam olunca kuşlar havada öter dolaşır
Koyun kuzu meleşir hasretle kavuşup ulaşır
Çayır çimende koşar koklaşıp sevgiyi paylaşır
Bir başkadır hayat tarzı yaylanın yaylanın

Tüm çiçekler burada hepsi çok özel birbirinden
Tüm kokular burada hepsi çok farklı diğerinden
Tüm renkler burada hepsi çok özel bir diğerinden
Tüm kuşlar burada hepsi çok güzel birbirlerinden
Her şeyi, hepsi birbirinden çok güzeldir yaylanın

TAKVACA YAŞAMAYAN HOCAEFENDİLERE SİTEM

GERÇEK HOCALARI TENZİH EDERİZ
Yaşayıp anlatmaz İslam nizamı şeriatı
Sosyete kıyafeti giyer hem takar kravatı
Doğru anlayıp bilemez tasavvufu tarikatı
Hiç kıramadığı içindir nefsi engeli barikatı
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Dar giyer bellidir hatları gösterir içini
Başı açık gezer yan taramış uzun saçını
Çaput der küçük düşürür İslam’ın tacını
Seyreyler TV’yi izler batıl oyun ve maçını
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Kazımış ya bozmuş sakalı aldatır kendini
Uzaktır sünnet ehlinden arar bulur dengini
Siyaset diye savunur yıkar İslam’ın bendini
Birde konuşur meşru kılmaya çalışır fendini
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Gezerken görüntüleri avamdan sanılır
Etrafına bakar yürür sallanır ve salınır
Karanlıklar tarafından aydın diye anılır
Hocam böyle yapma derler derinden alınır
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Çıkar anlatır kürsü kırar nefsi kırmaz
Kendi anlattığı sözünde kendi de durmaz
Takva ile gönül birliğine pek aklı sarmaz
Düğün derneklerde gezer dergâha varmaz
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Dünyalık makam ve mevkie dikmiş gözünü
Zaman ve düzene uydurarak söyler sözünü
Çok yalpalar korkar diyemez İslam’ın özünü
İslam’a aykırı hallerden pek çevirmez yüzünü
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

İslam’ın özü ve süzgeci takvadan bihaber
Terk etmiş sünneti bidatlere dalmış gider
Günümüz yiyeceklerini sorup incelemez yer
Emri bil maruf yapmaz konuşur gıybet eder
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

İlim yutmak niye emir ve yasak tutmak gerek
Samimi salih ve sahih olup gafleti atmak gerek
İlim amel ve takva ile tasavvufu katmak gerek
Çok çalışıp az yiyip öz konuşup az yatmak gerek
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

Yücedir İslam büyüklerinin şerefleri şanları
Niçin yaşamıyoruz örnek alarak o ulu hanları
Hoca efendiler dedik örnek almak içindir onları
Nefsimizden çok üstün görürüz ilim ehli o canları
Doğrusu kendi nefsime kızdığım için yazdım bunları
İlim nicedir cahil ve gafile gündüz gecedir

DERTLER İLMEK İLMEK

İmtihan ilahidir ne söyleriz
Halimize daim hamt eyleriz
Kaderimiz böyle ise neyleriz
İmtihansız bir kul var mıdır?

Kadere boyun eğer gideriz
Sıhhat ve nimete şükrederiz
İmtihana daim biz sabrederiz
Kadersiz bir kul var mıdır?

Dertli kederli ömür yaşarız
Halden anlamaz biz şaşarız
Mevla dilerse dertleri aşarız
Kedersiz bir kul var mıdır?

Biz kullar hepimiz beşeriz
Her tehlikeyi görmez düşeriz
Bilmez kendimize çukur eşeriz
Tehlikesiz bir kul var mıdır?

Dertleri dokuruz ilmek ilmek
Elimizde değil dertleri bilmek
Mevla’nın işidir dertleri silmek
Dertsiz bir kul var mıdır?

Salih kul maruzatın bildirir
Çok yakarıp günahını sildirir
Mevla’m dilerse bizi güldürür
Daim gülen bir kul var mıdır?

Dünya yıkıldı altında mıyız?
Ağır acıların tahtında mıyız?
Hayat imtihan farkında mıyız?
Acı hatırasız bir kul var mıdır?

İMAN VE İTİKAT

İMAN VE İTİKAT KALPLERDEDİR
CÜBBE SARIK SAKAL SAÇDA DEĞİL
ŞEREF İSLAM VE SÜNNETTEDİR
MAL MÜLK RÜTBE TAÇDA DEĞİL
CENNET SABIR VE TAKVADADIR
İLİM AMEL İBADET HACDA DEĞİL
YİĞİTLİK NEFSİ HÂKİMİYETTEDİR
SAVAŞTA GÜREŞTE MAÇDA DEĞİL
İman ile itikat kalplerdedir cübbe sarık sakalda değil bir anlamda doğru
Amma herkes için değil bu kıyafetler gerçek Müslüman’a nurun ala nur olur
Hemen birileri çıkıp demesin benim sakalım yok cübbe giyip sarık sarmam amma
Kalbim temiz imanım itikadım çok kuvvetli o zaman ona demezler mi eğer öyle ise
Peygamber efendilerimizin evliyanın ulemanın ve ehli takvanın kıyafetini nefsine
Neden kabullendiremiyorsun imanın ölçüsü takvadır hangi ilim ehli sakalını bıyığını
Kesip kravatlı takım elbise giyerek tarikat ve tasavvufsuz ilmin zirvesine ulaşmıştır
Asla hiç kimse kıyafetle bir yere varılmaz deme gafletine düşmesin çünkü göz ve kulak
Neyi görür ve duyarsa ona meyil eder ayrıca bir de günümüzde bu kıyafetler bir cihattır
Yukarıda iman itikat kalplerdedir şekil ve kıyafette değil dedik evet bu kıyafetleri giyip
İtikadı bozuk olanlar çok amma bir Müslüman’ın ibadet ve kıyafeti onun takva derecesini
Gösterir ne kadar iman o kadar takva ne kadar takva o kadar hayâ. El hayâ-i vel iman
Gerçek takva bir insan değil ki bıyığını asla sakalını dahi kesmez kravat takıp pantolon
İle rükû ve secde yapmayı kerih görür dar pantolon ile rükû ve secde yapmaya hayâ eder
Şekil ve kıyafetle bir yere varılmaz diyenler aslında bir noktada doğru söylüyorlar bir yere
Değil de bu çarpık sistemin kanunları ve kanunsuz zorbaları yüzünden birçok yere varılamıyor
Mesela sakallı cübbeli şalvarlı bir baba veya çarşaflı bir anne hatta moderin kıyafeti ile başı
Örtülü bir anne külahlı bir baba oğlunu ziyaret için nizamiye ve birçok yerden içeri giremiyor
Bunları nizamiyeden içeri sokmayanlar bu kıyafetler ile bir yere varılacağını, varılmaz diyen
Müslümanlardan çok daha iyi biliyorlar ama biz avam Müslümanlar bir yere varılmaz dedikçe
Elbette bu kıyafetler iyice azalır azaldıkça da biz de tabi ki bu kafa ile o yerlere biraz zor gireriz