İçeriğe geç

Kategori: GENEL ŞİİRLER

GÜLEMEM BEN

Ülkelerinden kaçanlar var iken
Artık isyan bayrağı açanlar var iken
İç savaş kan gözyaşı saçanlar var iken
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

Ahlaksız, yandaş yalancılar var iken
Aldatıcı asılsız sahte plancılar var iken
Nice zalim soyguncu talancılar var iken
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

Küfür birliği safında duranlar var iken
Hatiplerin ağzına kilit vuranlar var iken
Yahudi dostluk derneği kuranlar var iken
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

Müslüman geçinen Fransızlar var iken
İslam’ı istismar eden şu hırsızlar var iken
Küfür Birlikçi Hacı, hoca, arsızlar var iken
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

Yeterli beslenemeyip aç yatanlar var iken
Sahtekâr gayri meşru alıp satanlar var iken
Hal bilmez aç yok diye atıp tutanlar var iken
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

İşgalcileri İslam topraklarından atmadıkça
İşgal toprakları alıp toprağımıza katmadıkça
Vatanımızın üzerindeki üslerini kapatmadıkça
Asla gülemem ben nasıl gülerim ki?

BİR KONUŞ İKİ DİNLE (1)

Bir konuş iki dinle, budur edebi ahlak
Elbette bunun içindir, bir ağız iki kulak
Dinlemeyi bilmek de adaptandır mutlak
Tek medeniyet İslam, harici kötü ahlak

Yer ve ortama göre öz konuş, iyi dinle
Konuşulan kelam dane ise, onu iyi anla
Daneleri topla, uğraşma sap ile samanla
Tek din İslam, insan vasıf bulur imanla

İlim meclisinde bulun, üşenip bıkma
Makul olmayan yerde, konuşup sıkma
Günahlardan kaç, ebedi yurdunu yıkma
Tek kurtuluş İslam, bu yoldan çıkma

Hayatı gerçek yaşa, hayal perest olma
Dünya imtihandır, zevk-ü sefaya dalma
Daim dirayetli ol, kendini bırakıp salma
Tek çare İslam, ayrılma, geri kalma

En kıymetli cevher akıl ile kâmil İman
İkinci ise Salih amel ile geçirilen zaman
Malı ile kurtulamadı ne Karun ne Hâman
Tek hak cevher İslam, diğeri çöp saman

Cevherin yerinde pulun, bir değeri yok
Kendini bilmeyen kulun, bir değeri yok
İçinde adam yoksa, çulun, bir değeri yok
Tek yol İslam, başka yolun bir değeri yok

DOSTLUK (1)

Dostluk nedir a dost bilir misin?
Dar günde dosta koşar gelir misin?
Onunla ağlayıp onunla sevinir misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Koşar gelir, yaralarını sarar mısın?
Yaraları kanayınca sorup arar mısın?
Dostunun dertleri ile hem karar mısın?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostunun hatırını sorar dinler misin?
Onunla hüzünlenir onunla güler misin?
Daralıp bunalınca gözyaşını siler misin?
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

Dostun öldüğü yerde ölebilir misin?
Onunla üzülüp onunla gülebilir misin?
Dertleri artınca paylaşıp bölebilir misin?
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Dost dostun çadırına değişmez sarayı
Dostlar son planda görür çıkarı, parayı
Dost dostu sık ziyaret eder, açmaz arayı
Yiğitlik, metanet, dostluk sadakat ister

Samimi değil isen sana dost diyemem
Dosta ihanet ateşten gömlektir giyemem
Dostum aç ise onu düşünmeden yiyemem
Yiğitlik metanet, dostluk sadakat ister

ARILAR (1)

Arılar bin bir çiçekten alır, harman ederler
Bal yapar, bin bir derde şifa-i derman ederler
Mevla’nın İsmini yazar, hikmeti ferman ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Yazan ellere değil, yazdıran Mevla ya bak

Kelebekler uçar döner, zikri pervan ederler
Renga renk uçuşur, yeryüzünü seyran ederler
Nice renkler ile cümbüşüne âlemi hayran ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Seyran edene değil, ettiren Mevla ya bak

Karıncalar çalışır, yeryüzünde devran ederler
Bir yandan gelir bir yandan gider, revan ederler
Katar katar olmuş, yol almış gider, kervan ederler
Hz. Mevla’nın İsmi, Şeriflerinden biri hak
Devran edene değil ettiren Mevla ya bak

Kuşlar uçuşur, kendi hallerince zikri figan ederler
Seher vakti öter, kendi dillerince şükrü lisan ederler
Vaktinde göçer, kendi illerince tebdili mekân ederler
Hz. Mevla’nın İsmi Şeriflerinden biri hak
Uçana kuşlara değil, uçuran Yüce Mevla’ya bak

EY AZİZLER

Cihat meydanı âlem-i imtihan bu arz değil mi?
Cihatta emri bil mağruf en güzel tarz değil mi?
Emri bil mağruf bizim üzerimize farz değil mi?
Tebliğimiz, çabamız, gayretlerimiz az değil mi?
Uyanalım ey millet. chd üzerimize frz değil mi?

Yanlış yaparız yoksa kıldığımız namaz değil mi?
Yolumuzu bilelim, yoksa ibadet bize haz değil mi?
Dualar kabul olmaz, yoksa samimi niyaz değil mi?
Kendimize gelelim, yoksa ölüm bize vaaz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

Bilgisiz gafiller yolunmaya müsait kaz değil mi?
Gaflet ile edalı yürürüz bu komik bir naz değil mi?
Kış uykusu da geçen mevsimler bahar yaz değil mi?
Duyalım artık bu feryatlar bize ninnide avaz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

İyilik, ihsan bilmez, yoksa bunlardaki yüz değil mi?
Cesaretsizlere yollar hep yokuşta, hiç düz değil mi?
Acizlere mevsim hep kışta, hiç yaz ve güz değil mi?
Zalimlere kalmaz her gecenin sonu gündüz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

Aç ellerini münacatını bildir, Mevla bilmez değil
Ağlayan mazlumlar da nihayet bir gün gülmez değil
Zalimler bir gün hesap verecek, mahşere gelmez değil
Samimi istiğfar edelim, Mevla günahımızı silmez değil
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

AKIL VE AZALARIN ŞÜKRÜ

Akıl odur ki kendi nefsinden hesap sora
Beden odur ki tüm azaları ile kıyam dura
Baş odur ki boyun eğip rükû secdeye vara
İşte baş ve bedenin şükrü öyle ola

Kalp odur ki hakiki iman makamına ere
Göz odur ki harama bakmaya hakkı göre
Gönül odur ki daima salihler-in izini süre
İşte kalp, göz ve gönlün şükrü öyle ola

Boğaz odur ki helal ve az yiye, çabuk doya
Dil odur ki meşru konuşa, sözü yerine koya
Kulak odur ki şerre kapalı, daim hakkı duya
İşte mide kulak ve dilin şükrü öyle ola

Kol odur ki daim temiz ve helalinden kazana
El odur ki harama kalkmaya, hep meşru uzana
Fikir odur ki destek vere, hakkı konuşup yazana
İşte el ve kolun şükrü öyle ola

İskelet odur ki adaba aykırı uzanıp yatmaya
Ayak odur ki haram yollara asla adım atmaya
Yanlış yollara girip çıkmaz bataklara batmaya
İşte beden, ayak ve azaların şükrü öyle ola