İçeriğe geç

Ekonomide Yönetim Zaafı ve Türkiye Manzaraları (Bir)

Evet, yönetim zaafı diye başladık. Çünkü çok önemli ve gerçek manada açık bir yönetim zaafı olduğu da ortada… Şöyle ki: Türkiye dünyanın en kıymetli Coğrafyasıdır. Hâl böyle iken eğer hâlâ Türkiye bindiği arabasını, taşıma araç ve gereçlerini, iş makinelerini, silahını, tankını, topunu, uçağını, yapamıyorsa tüm kaynaklarını iyi kullanamıyorsa ve çok kıymetli yer altı madenlerini çıkarıp işleyemiyor dışarıya hafriyat fiyatına satıyorsa, en basit ihtiyaçlarını dahi dışarıdan borçla alıyorsa bu açık bir yönetim zaafı değil de acaba nedir? Evet, bu açık bir zaaftır. Çünkü geçmiş ve mevcut iktidarlar yanlış ve yabancı güçlerin desteği ile iş başına geldikleri için onların emirlerine uyup iktidar saltanatı sürebilmek için günü kurtarma politikaları ile milletin gözünü boyama gayretine girdiklerinden dolayı bu işleri yapmıyor, yapamıyor, yapamazlar ve yaptırmazlar. Bu güçler bir verip en az üç almadıkları iktidarları da yaşatmazlar ve yaşatmıyorlar. Rahmetli Menderes’i kim iş başına getirdi, yine kim astırdı? Demirel münafığını kim iş başına getirdi, kimlere yaradığı için onu uzun yıllar başımızda tuttular ve memleket yerinde saydı. Yine seksen ihtilalini kim yaptırdı, rahmetli Özal’ı kim iş başına getirdi ve yine kim zehirledi? Bu mevcut iktidarı kim iş başına getirdi ve yine kim iş başında tutuyor? Önce bir verip üç-beş alıyorlardı şimdi bir verip çok alıyorlar. Açık bir şekilde memleket geri gidiyor. Rahmetli Menderes’e oy veren insanlara sözümüz yok, çünkü o zaman başka alternatif yoktu ama yetmişlerden sonra Demirel’e ve ilk dönemden sonra da rahmetli Özal’a ve rahmetli Erbakan Hoca Efendi’nin zihniyeti ve onun projeleri iktidar olmasın diye merhum Ecevit ile şimdi iş başındaki Amerikan ve Avrupa Birliği’nin dostları bu iktidarı savunan ve oy veren cemaatleri, cemiyetleri hacı ve hoca efendileri bu oyunları anlamaya, çok acilen toprak satışını ve gereksiz ithalatı durdurmak için hak ve hakikatte birleşmeye davet ediyor ve niyetlerine göre de yüce Allah herkesi mükâfatlandırsın diyor ve şunu soruyoruz: Peki neden rahmetli Erbakan Hoca Efendi’ye imkân ve iktidar vermediler? Çünkü bu sinsi oyunların önüne geçmeye çalışıyordu da onun için… Sürekli olarak saçma bahaneler ile partilerini kapattılar. Otuz yıl boyunca aldanmış bu millete anlattı, kısmi olarak biraz anladık. Zoraki bir yıllık bir iktidar imkânı buldu, hortumları kesildiği için ona da tahammül edemediler. Dünyanın ve Türkiye’nin tüm hain güçleri onu on bir ayı doldurmadan aşağı aldılar. Bununla da kalmayıp parti grubunu ve Milli Görüş camiasını, cemaatleri, cemiyetleri, aşiretleri ve aileleri bölerek en büyük amaçlarına ulaştılar. Bu da yetmedi bir de Has Particik çıkardılar. Sözüm ona sözde siyasetçiler, cemaatler, cemiyetler, aşiretler ve Müslüman geçinen birileri birbiriyle uğraşırken, sinsi siyonist güçler memleketi parselleyip gelir kaynaklarımızı ele geçirdikten sonra şimdi de en kıymetli toprakları ele geçiriyorlar. Bu uyutulmuş millete yüce Mevla uyanmayı nasip eylesin. Bu milletin şunu iyi bilmesi gerekir ki: Tüm İslâm dünyasında iktidarları oluşturan ve ihtilal yaptıranlar miadı dolunca da kullanıp atar ya zehirler ya da asarlar, misal mi istiyorsunuz? Menderes, Özal, Saddam, Ecevit’i uyutarak ölüme terk etmeleri ve daha niceleri… Bu çirkin oyunu anlayıp da vicdanen karşı çıkan kurum, kuruluş ve kişileri etkisiz hale getiren veya öldüren Ergenekon’u oluşturan, tankları yürütme emri veren güç de aynı güç. Bugün de onları deşifre edip yargılatan güç de aynı güç tabii. Suçlarına göre buna yargılama denirse. Çünkü istedikleri şekilde istediklerini içeri aldırıp istemediklerini de hâlâ dışarıda tutarak kullanıyor ve böylece suni gündem oluşturup çıkarlarını devam ettiriyorlar. İslâm dünyasında hal böyle iken tüm Yahudi ve Hıristiyan haçlı birlikleri Müslümanları ve Müslüman devletleri birbiriyle savaştırıp kendileri silah satarak kasalarını doldurup İslâm coğrafyalarını daha kolay ele geçirmek için çok etkin silahlar yapıyorlar. Fakat hâlâ İslâm ülkelerinin başında bulunanlar; cani Avrupa’yı, Amerika’yı dost sanıyorlar, şu kokuşmuş bitmiş Avrupa Birliği’nin kuyruğunu bırakmıyorlar. Şunu da iyi bilelim ki birinci İttihat ve Terakki ulu Hakan Abdülhamit Han’ı tahtından indirip Filistin de İsrail fitnesi yer edinip güç bularak birlik oluşturdu. Devlet diyemiyorum ama ne yazık ki devlet diye ilk defa İslâm devletlerinin başındaki zavallılar devlet olarak tanıdı, yazıklar olsun. İkinci İttihat Terakki ise başta Milli Görüşü ve çok ciddi bir cemaati böldürüp bölücü Ak Parti’yi kurdurarak en önemli işleri D-8’lerin ve İslâm birliğinin önünü kesmek oldu ve bunu da başardılar. Şimdi de sinsi projelerinin ikinci etabı olan Nil’den Fırat’a BOP projesini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. İnşallah evliya ve gerçek ulemanın himmeti ile gerçekleştiremezler. Amma ve lakin yine ne yazık ki bizim Sayın Başbakanımız bu BOP’un eş başkanlığını yapmaktadır ve yine biz hâlâ o medeniyetsizlerle medeniyetler ittifakı ve diyalog yapıyoruz. Bu gafletlere şaşmamak ve üzülmemek asla mümkün değil. Evet, bunlar sadece ve sadece işin yönetim ve ekonomi boyutu ve yönetim zaafının ana hatlarından birkaçıdır. Daha bu oyunun diğer boyutları saymakla ve yazmakla bitmez ki başta toprak satışı; yanlış eğitim, yanlış ve yanlı medya, gıda ve ticaret politikaları… PKK, anarşi, faiz, fuhuş, uyuşturucu, içki, kumar, hırsızlık, arsızlık, sahtekârlık, işsizlik, ihale ve özelleştirme diye büyük oyunlar; silah alımları, ithalat, ihracat, imalat, tarım ve hayvancılık, barajlar ve bazı kurumların yapımı onarımı bunlardan sadece birkaçı… Misal: Özelleştirme, TOKİ, Çoruh nehri üzerinde yapılan barajlar ve diğerleri ile tüm ihalelerdeki olayların arka planlarını hele bir araştırın bakın ki ne oyunlar dönüyor. Bu temel yanlış politikaları yazmaya kalksak her biri ciltler dolusu kitap olur. Ama bugün en büyük oyunu siyonist, yanlış ve yanlı medya oynuyor. Çünkü göz neyi görür, kulak neyi duyarsa kalp de er veya geç ona meyleder ve inanır. Başta medya ile bu milleti kolay aldatıyorlar. Fakat siyonist ve kartel medyasının görevi bu Amma! İslâmi geçinen yanlı ve yalakacı medya da dünyevi çıkarları için yanlışları çok yanlış bir gayretle doğru göstermeye çalışıyor. Yazıklar olsun diyor ve gerçekleri yazarak maneviyatı ve doğruları savunup korumaya davet ediyoruz. İlk olarak ekonomiden başladık, çünkü günümüz insanının ekseriyeti nefsinin, midesinin ve şehvetinin esiri olmuştur da onun için… Fakat sofralarından başka birilerinin sofrasına nelerin kaydığının ve kendi sofralarında ne yediklerinin dahi farkında değiller. Bu milletin çoğunun din derdi yem derdinin yani şahsi çıkarlarının önüne geçmedikçe asla bu millet iflah olmaz. Tekrar ediyoruz, bu uyuyan millete yüce Mevla uyanmayı nasip eylesin âmin. Çözüm! Yüzümüzü İslâm dünyasına dönüp İslâm birliği ile (D) sekizleri hayata geçirerek Kur’an’ı, İslam’ı ve sünneti yaşamak, dinin, devletin ve milletin çıkarlarını şahsi çıkarlarımızın önünde tutmak ve her işimizi de Allah rızası için yapmaktır ve bunları yapmadıkça da asla ıslah ve iflah olmayız.

Kategori:ŞİİRLER

Bu yazı yorumlara kapalı.

%d