İçeriğe geç

Ay: Şubat 2009

NAMAZ VE İNSAN (1)

Gerçek dinin direği
Şerlerin defin küreği
İslam ibadetinin süreği
Bütün insanlığın gereği
Namazdır göklerin direği

Kötülük yapmaz şuurla kılan
Dürüsttür olmaz tartıda çalan
Edeplidir utanır söylemez yalan
Doğrudur yapmaz hırsızlık talan
Namazdır belayı üzerimizden alan

Her kim hakkıyla kılarsa namazı
Hazreti Mevla’mız olur ondan razı
Doğru kılan terk etmez hiç bir farzı
Ekseriyet kabuldür duaları ve niyazı
Namazdır kırar tüm husumeti garazı

İman ettik yok Allah’tan başka ilah
Arabî lisanda namazın diğer adı salah
Kim ki namaz kılmak için takarsa külah
Namazı ihlâs ile kılan insan bulur felah
Namazdır musibetlere karşı en etkin silah

Farz vacip yirmi! Sünnetler çok rekât
Beş farz şahadet namaz oruç hac zekât
Günümüzde bunları yaşayanlar az fakat
Müslümanların süzgecidir bir hak tarikat
Namaz miraçtır doğru kılan yükselir katkat

Namazla ölü ruh ve kalpler dirilip ayaklaşır
Beş vakit namazı ihlâsla kılan Hakka yaklaşır
Şuursuz kılan da usul yavaş takvadan uzaklaşır
Namazsız ruh ile kalpler ise katılaşır kuraklaşır
Namazla yaşayan mahşerde dostlarla kucaklaşır

Rabbimiz kâinatın yaratıcısı ve yaşatıcısı Hz- Allah
Rehberimiz en yüce kitap hazreti Kur’an kelamullah
Önderimiz hazreti Muhammed Mustafa habibulullah
Tevhidimiz de la ilahe illallah Muhammedur resulullah
Aktimiz eşhedü enla ilahe illallah Muhammedur resulullah

TAKVA İLE İLİM MAKAMI

İhlâslı ilim makamı çok yücedir
Takva üzere ilim ile amel âlicedir
Takvasız ameller zayıf hem cücedir
İlmini bilmeyene ilim sadece abc’dir

Cahiller için gündüzler gecedir
Takvasız ilimler sade bir hecedir
İslamsız ilimler eksik ve fanicedir
Kendini bilmeze ilim bilmek nicedir

İlim ilimdir ki ilmi ile amil olmak
İlim yerine göre ilmi hamil olmak
İlim takva üzere imanı kâmil olmak
İlim ilmi edep ile mütekâmil olmak

İlim her işte ehli muaarif olmak
İlim her daim kâmil ve arif olmak
İlim her yerde nazik ve zarif olmak
İlim her şeyi daim doğru tarif olmak

İlim ilmi adap ile haddini bilmek
İlim hem feni hem kendini bilmek
İlim değil ki sadece fendini bilmek
Haddini bilmeze niye ki ilim bilmek

İlim hem dünya hem ahireti bilmek
İlim izzeti iffeti ile mahareti bilmek
İlim meşru sanatı ve marifeti bilmek
İlim iyiliği nezaketi ve zarafeti bilmek

Takvasız kendin âlim sanan hocalar
Hep yerinde sayar durur çook bocalar
İlim makamı ne dernektir ne de localar
İlim bunlara kalırsa tütmez ki bu bacalar

ERZİNCAN İLİNİN KÜÇÜK BİR İLÇESİNİN KÜÇÜK BİR KÖYÜNDE

Erzincan ilinin küçük bir ilçesinin küçük bir
Köyünde geldim gamlı çileli şu fani dünyaya
Hayattan bihaber güçsüz çok aciz ve hem yaya
Her daim olduğu gibi muhtaçtım yüce Mevla’ya
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bizi dünyaya getiren merhamet dolu bir ana
Mevla onunla rızıklandırdı emzirdi kana kana
Ya rab hayırlı bir evlat olmayı nasip eyle bana
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Küçük yaşta zor ve güç hayata dedim merhaba
Çocukluğum sıkıntılı geçti gençliğim oldu heba
Fani dünyanın yükünü çektim ahmaklığım caba
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aciz’i sorarsanız adım Nusret’tir manası yardım
Üzüntü elem keder hüzün gam çile birlikte kardım
Elhamdülillah sabır ve metanetle bu günlere vardım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

İş makinesi gibi hep iş için sevildim çağırıldım
Sanki bu dünyaya sade iş için geldim doğruldum
Sadece fani madde için mi yaratıldım yoğruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dünyaya niçin geldik ben bunu hep kendime sordum
Asli görevimi unutup nice yanlış boş hayaller kurdum
Akıntıya kapıldım alamadım kendimi beyhude yordum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Acep bu fani âlemden ne lezzet aldım ne buldum
Beyhude koşturdum neden hep ahmakça yoruldum
Bilmem niçin çalıştım sonunda sinemden vuruldum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Bilmem niçin boş yere pervane gibi dönüp durdum
İdrak edemedim ki asıl ahrettir benim ebedi yurdum
Eyvah geç oldu amma ancak anlayıp kafama vurdum
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Dost diye çıkarcı vefasızlara aldanıp güven bağladım
Fedakârlık gösterdim önlerinde niçin koştum çağladım
İhanete uğradığımı anladım ya ne çare üzüldüm ağladım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Mevla nasip eyleye Havzu Kevser den içelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Derdimi anlatacak sadakatli hakiki bir dost bulamadım
Şu vefasız fani dünyada bir huzur bulup rahat olamadım
Şimdi şikâyet ne haddime ben adam olup ibret alamadım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim

Dünyanın yükünü sırtımdan atam dedim kimseler almadı
Satayım dedim tutmadı taliplisi yok hiç kimse alıcı olmadı
Almayız dediler bize kalmaz ki Sultan Süleyman’a kalmadı
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Aldandığımı şimdi anladım yandım amma ne çare
Telafisi çok zor sıkıntılı ağır dertlere düştüm bir kere
Eyvah halime Yandı bağrım yüreğim ciğerler pare pare
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Nice Çok Kayıplarım Var Hangi Kayıplarımı Yanayım
Çok günahım ve ayıplarım var hangi ayıplarımı yanayım
Kayıp ve ayıplarım geride kaldı hangi hayıflarımı yanayım
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

Akrabalar babam kardeşlerim var tabii ki hasmım değiller
Canlarım ciğerlerim kötülemek için de hâşâ kastım değiller
Neyleyim ki sırdaşlarım ama asla dert ortağı dostum değiller
Fanilikten geçelim baki olan Hakka göçelim
Efendimizin elin den Havzu Kevser den içelim

GERÇEK DOST BULAMADIM

Şu fani dünya için nice çalıştım
Hem nice bir dostlar ile tanıştım
Nice türlü türlü dertlere alıştım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Fani dünyada uğraştım didindim
Kâh yokuş çıktım kâh yeniş indim
Birçok meslekten dostlar edindim
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dostların kimi hoca kimin hacı
Mevla’nın dostları başımın tacı
Bu dostlar paslı kalplerin ilacı
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Nicelerine dost diye kucak açtım
Sanki onlar yolcuydu ben baçtım
Dost sandım akrep çıktılar kaçtım
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Değer verdim menfaat beklediler
Dertlerime bir dert daha eklediler
Hep bir verip üç almayı denklediler
Allah ve resulünden başka
Gerçek dost bulamadım

Dost dosta sırrını açmıyor ise
O dostlar samimi dost değildir
Dost dostun sırrını tutmuyor ise
Bu dostlar da sadık dost değildir
Dost dostundan çıkar bekliyor ise
Çıkar bekleyen hakiki dost değildir

Hakiki dost isen ifşa etme sırrı tut
Sır tutmayan dostlar dost değildir
Dostları dost bil ama sırrını ayrı tut
Herkes sır tutacak sadık dost değildir
Sen yine sırrını hep Mevla’dan gayri tut
Mevla’dan gayrileri sadık dost değildir

HUZURU ARAR OLDUM

Birilerini dost diye anar oldum
Bunları hakiki dost sanar oldum
Ancak kendi halime yanar oldum
Aldanıp sonra da bir kenar oldum
Dost arar oldum ben zarar oldum

Yüce Mevla’m insanlığı arar oldum
Çok hata yaptım yanlış karar oldum
Neyleyim ki vefasızlara yarar oldum
Neden aldandım nefsime zarar oldum
Neye yarar oldum ben zarar oldum

Boşa çalıştım dünyayı sarar oldum
Beyhude boş mekânlar kurar oldum
İnsanlık nerede kendime sorar oldum
Fiiller garip ne deyim ben firar oldum
Kime yarar oldum ben zarar oldum

Ya Rab kimi derdime ortak tutayım
Hidayet eyle hep meşru alıp satayım
Yardım eyle dünyayı sırtımdan atayım
Halim sana ayandır ben kime anlatayım
Çok işgüzar oldum ben zarar oldum

Çok düşündüm terki diyar olayım
Nereye gideyim acep nerde kalayım
Gurbet kemendini boynuma dolayım
Ne nideyim de doğru bir karar alayım
Eyvah bîkarar oldum ben zarar oldum

Hicret eyleyip sahralara dalayım
Mutluluğu yitirdim nerde bulayım
Mevla’m çıkış yolu aç vasıl olayım
Nasıl edeyim doğru bir karar kılayım
Yolumu arar oldum ben zarar oldum

İnsanlar hüsranda bilmem ne deyim
Kendi kendime sorarım ben nideyim
Acep bilmem neyleyim nasıl edeyim
Mevla’m yol göster ben öyle gideyim
Ah yol arar oldum ben zarar oldum

Ya Rab hidayet ver kendim bileyim
Nice günahım var ben nasıl güleyim
Hatalarım ve günahım için af dileyim
Ah edip ağlayayım günahımı sileyim
Huzur arar oldum ben zarar oldum

Kaderime boyun eğmişim neyleyim
Ben aciz çileli bir kul hep böyleyim
Hem dertliyim günahım var öyleyim
Halimiz sana ayandır kime söyleyim
Deva arar oldum ben zarar oldum

Nice çok boş saygılar sayan oldum
Her yerde hep nefsime kıyan oldum
Nice nice yanlış sözler duyan oldum
Doğru beyan oldum hep biyan oldum
Nefse zulüm eyledim ben ziyan oldum

SİNEDE HANÇER YARASI

Sinede ne hançerdir ne taş yarası
Uzak değil dost ve arkadaş yarası
El değil hısım akraba gardaş yarası
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Neyleyim görevini bilip yapmayan başı
Dar günümde halimi sormayan gardaşı
Derdimi anlayıp paylaşmayan arkadaşı
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

İmtihanı hiç kolay sanmayın cebadan
Çekeriz elden âlemden yakın tebadan
Oğuldan evlattan gardaşdan babadan
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Çıkarcı güruhlar yüksekte gezerler
Kurnazlıkla zulmedip safları ezerler
Haksız çıkarlarını da önceden sezerler
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

Ben yanarım dostlar bakar hal bilmez
Nice dostlarım var ne fayda yol bilmez
Münacatım Mevla’ya dertleri kul bilmez
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

İyi gün dostu dar günde yanına gelmez
Dost dar günde belli geniş günde bilinmez
Dost dar zaman içindir dar günde silinmez
Sinede Ateş ben yanarım el bilmez
Nice dostlarım var nidem hal bilmez

TAŞ YERİNDE AĞIR

Her işte hak yerini bulmalı
Köşe taşları köşede kalmalı
Asil taşlar asil yerlerde olmalı
Hak sahipleri de hakkını almalı
Gel bir dosta gidelim bülbül ey

Sarraflar arar cevherin bulur
Her taş yerinde değerin bulur
Asil taşlar köşede yerin bulur
Mert yiğitler arar ayarın bulur
Gel sarraf iline gidelim bülbül ey

Köşe taşları asildir köşede olsun
Bırakın asil taşlar yerinde kalsın
Asil mert yiğitler gerek vefa kılsın
Gerçek âşık arasın maşukun bulsun
Gel maşuklar iline gidelim bülbül ey

Hak âşıkları aşka hiç doymasın
Asil taşlar yerinden hiç kaymasın
Düşmanlar sırrımızı hiç duymasın
Dilerim Mevla bizi darda koymasın
Gel aşk ile hak yola gidelim bülbül ey

Söyle bülbül sadık dostun yok mu?
Sadakatsiz dostlarına karnın tok mu?
Bilmem senin derdin benden çok mu?
Sinende ki yara dost elinden bir ok mu?
Gel sadık hak dosta gidelim bülbül ey

Gel illerin efendisi ile gidelim
Güllerin efendisi güle gidelim
Kulların efendisi kula gidelim
Yolların efendisi yola gidelim
Gel hak yola gidelim bülbül ey

DÜNYA İMTİHAN HAYAT BAHANE

Ruhlar âleminden geldik dünya denen cihana
Bu fani âlemde tâbi tutulacağız nice imtihana
Kendini bil zikri tefekkür eyle yalvar Subhana
Haddini bil şükret bir daha dönüş yok bu hana
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

Ana rahminden duhul eyledik bu âlemi imtihana
Aç gözünü de şöyle bir nazar eyle şu fani cihana
Mevla bize neler vermiş dön bir bak çevre sahana
Düşün bir kendine gel hazır mısın bu ağır imtihana
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

İmtihan alanı iki kapulu bir handır bu cihan
Zevki sefa için değil hep imtihandır bu cihan
İmtihanı kazananlar için de nagihandır bu cihan
Kaybedenler için de çok acı bir ziyandır bu cihan
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

Ömrün kıymetini bil bu âlem bir misafir hane
Tüm nimetler bizim içindir çok âlâ çok şahane
Maksat imtihandır nimet ve musibetler bahane
Göz görür dil döner şükreyle ne istersin daha ne
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

Ahiret yolunda konaklama hanıdır bu cihan
Ehli kanaatler için rahat ve ganidir bu cihan
Sakın aldanma ey insanoğlu fanidir bu cihan
Âdemden beri gelenler göçtü canidir bu cihan
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

Mevla ceza vermez kul müstahak olmadıkça
Kul müstahak olmaz ki isyanlara dalmadıkça
Islah olmaz ki musibetlerden ibret almadıkça
Felah bulmaz Hakka hakkıyla bağlanmadıkça
İmtihan için geldik bu cihana hayat bahane

EY AZİZLER

Cihat meydanı âlem-i imtihan bu arz değil mi?
Cihatta emri bil mağruf en güzel tarz değil mi?
Emri bil mağruf bizim üzerimize farz değil mi?
Tebliğimiz, çabamız, gayretlerimiz az değil mi?
Uyanalım ey millet. chd üzerimize frz değil mi?

Yanlış yaparız yoksa kıldığımız namaz değil mi?
Yolumuzu bilelim, yoksa ibadet bize haz değil mi?
Dualar kabul olmaz, yoksa samimi niyaz değil mi?
Kendimize gelelim, yoksa ölüm bize vaaz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

Bilgisiz gafiller yolunmaya müsait kaz değil mi?
Gaflet ile edalı yürürüz bu komik bir naz değil mi?
Kış uykusu da geçen mevsimler bahar yaz değil mi?
Duyalım artık bu feryatlar bize ninnide avaz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

İyilik, ihsan bilmez, yoksa bunlardaki yüz değil mi?
Cesaretsizlere yollar hep yokuşta, hiç düz değil mi?
Acizlere mevsim hep kışta, hiç yaz ve güz değil mi?
Zalimlere kalmaz her gecenin sonu gündüz değil mi?
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

Aç ellerini münacatını bildir, Mevla bilmez değil
Ağlayan mazlumlar da nihayet bir gün gülmez değil
Zalimler bir gün hesap verecek, mahşere gelmez değil
Samimi istiğfar edelim, Mevla günahımızı silmez değil
Uyanalım ey millet, cihat üzerimize farz değil mi?

EY YÜCE RABBİM

Ey yüce Rabbim semaya kaldırmışım elim
Hidayet eyle her dem seni zikreyleye dilim
Senin yardımın olmazsa acep ne olur halim
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Aciz dertli günahkâr biçare bir neferim
Hz-peygamber liderim Kur’an’dır rehberim
Hamt ile şükrederim işte bu benim zaferim
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Gülüne âşık yanan dertli bir bülbülüm
Boynu bükük lale soluk renkli bir gülüm
Dalları budanmış derdi gizli bir sümbülüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Kırıldı azim ile cesaretim kalmadı gücüm
Yanar sızlar yüreğim ah kan ağlıyor içim
Yıkıldı gönül saraylarım yüklendi göçüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Sıradan bir neferim yok fazla şanım ve ünüm
Acizim amma hamt olsun Hakka doğru yönüm
Yarın meçhul bu güne şükür heba oldu dünüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Ah dertlerim çok derin yok mu buna çözüm
Sinem yanıyor gönlüm virane gülmez yüzüm
Halden bilenleredir bilmeyenlere yok sözüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Yüce Mevla’m yardım eyle dertli bir kulum
Neyleyim kırıldı kanadım kalkmıyor kolum
Senin yardımın olmazsa hüsrana gider yolum
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Kader neyi takdir ettiyse daim açıktır alnım
Sade nefsim başka ne düşman var ne de zanlım
Allah ve resulü yeter olmasa da başka yanlım
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Beniâdemden çok iyilik ile hem zulüm gördüm
Fani dünyada çok çektim ölmeden ölüm gördüm
İyilik güzeldir ama acınacak kendi halim gördüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Hazıra konmuş adamdan sayılan fertler gördüm
Başkasının emeği ile hanedan cömertler gördüm
Gerçekleri gizleyen nice zalim namertler gördüm
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Mevla’m senden gelen her şeye boynumuz eğri
Merhamet eyle şerlerden koru esirgeme hayrı
Kula muhtaç edip boyun eğdirme senden gayrı
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim

Ya Rab senin ne ilkin var ne sonun ne sağın solun
Seni tüm mekân ve şekilden tenzih eder bu kulun
Tüm yollar hüsrana gider gerçek yol senin yolun
Günahkârım hem derdim var nideyim
Ya Rab senden gayrı kime gideyim