İçeriğe geç

Kategori: GENEL ŞİİRLER

DERT OLAN DERTLER (2)

Adabını bil, iki düşün bir konuş
Kötülerden uzak ol, iyiler ile tanış
Çok bilsen de yine bir bilene danış
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

İslam yoluna çalış ne yap neyle
Her zaman her yerde İslam’ı yeğle
İslam’ın derdini, ilk ve tek dert eyle
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Tek derdin İslam olsun, yaşa öyle
Doğru bildiklerini doğru yerde söyle
Dünya imtihan, böyle geldi gider böyle
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Ahiret yolunda daim ol, yorulup bıkma
Şeriat yolunda daim ol, bu yoldan çıkma
Dünyayı yapayım der iken ahiretini yıkma
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Dünyevi dertleri fazla kafana takma
Faydasız ve lüzumsuz işlere hiç bakma
Tüm azalarını koru, ateşini elin ile yakma
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

DERT OLAN DERTLER (1)

Dert eyleme şunu bunu
Dert edindiğin nice konu
Ekler yenisini, gelmez sonu
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Dünyayı dert eyleme ey fani
Dünya dert yüküdür hem cani
Dert edinen mutlu, nerede hani?
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Bırak dertler mazide kalsın
Kim ne diler ise dediğin alsın
Salıver, ruhunu hülyalara dalsın
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Bazı dertler üzüyor olsa da seni
Bitmez üzücü dertlerin yüzü bini
Bırak dünyayı, sade dert eyle dini
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

Daimi ilk derdin sade din olsun
Kalbin şuur, huzur, sururla dolsun
Kafan rahat, kalbin sükûnet bulsun
Bırak dertler mazide kalsın
Gönül bir dem muradın alsın

ÇOBAN OLSAM YÜCE DAĞ BAŞINDA (2)

Ölüm vaki olur her an Azrail dikilir başında
Günü, saati bilinmez belki yazın belki kışında
Artık rızkın biter, suyunda, ekmeğinde, aşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında

Ölüm seni bulur, bilinmez hangi amelin başında
Sonra hayali tarif yapılır, sima-i gözünde kaşında
Artık hiçbir hayır beklenmez bedeninde, naaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında

Ölünce koyarlar toprağa telkin verilir başında
İki tarih yazılır, doğum ile ölümü mezar taşında
Bu tarihlerden anlaşılır, ölüm gelmiş kaç yaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında

İki levha dikilir, biri ayakucunda biri başında
Tarihler ile birkaç name yazarlar mezar taşında
Sevdiklerin hatırlar, hayal eder, yüzünde kaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında?
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında?

ÇOBAN OLSAM YÜCE DAĞ BAŞINDA (1)

Çoban olsam kepenek ile dağlar başında
Hizmetçi olsam süpürge ile kaldırım taşında
Sultan olsam Cihana Hazreti Fatih’ in yaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında?
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında?

Daim her haline şükreyle, ise aklın başında
Helal kazan, haram olmasın ekmeğinde aşında
Her an hazır ol, hiç bilmezsin ölüm kaç yaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında?
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında?

Mevla’ya sığın, nice oyunlar olsa da başında
Sabreyle, nice bir sıkıntılar olsa da her yaşında
Rabbine dayan, korkma dünya olsa da karşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında?
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında?

Hayat imtihandır hem sonunda hem başında
Şu aldatıcı fani cihanın toprağında hem taşında
İman ile sabrı yoldaş eyle, imtihanlar her yaşında
Akıbet ölüm nasıl, ne şekilde, kaç yaşında?
Acep hangi amel nerede, hangi dağ başında?

ÇAĞIR BÜLBÜLÜM ÇAĞIR

Çağır ey bülbülüm çağır
İster feryad eyle ister bağır
Gül bahçesinden Hakkı çağır
Yine duymaz ki nice kör sağır
Gel O Hakka gidelim bülbül ey

Sinelerde nice dertler yatar
Bülbül öter derde dert katar
Sitem okların daim dosta atar
Hüzünle figan eyler, gam satar
Gel gamsız ile gidelim bülbül ey

Bülbül âşıktır ezelden güle
Bülbülün sevdası dilden dile
Kimin derdinden, kim ne bile
Âşıklar maşukun arar, ilden ile
Gel maşuka gidelim bülbül ey

Bülbül öter figan eyler durur
Atar sitem oklarını güle vurur
Atma bülbül, nazlı güller kurur
Gül diyarında olmaz kibir gurur
Gel kibirsiz ile gidelim bülbül ey

Güller mahzun yaprak gazeldir
Bülbülün derin aşkı güle ezeldir
Dostun dosta edası nazı güzeldir
Dostun dosta nükte sitemi özeldir
Gel O bir dosta gidelim bülbül ey

BU ALEM DEĞİL RAHAT YERİ

Dünya imtihan, gelen göçer cani hem fani
Düşün bir senden önce gelenler nerede, hani?
Dünyevi hiçbir şey ibadetten ali koymasın seni
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri
Unutma bu âlem imtihandır değil rahat yeri
Emri, yasağı bil salih amel işle ol bir cihat eri
Eğer ebedi rahat ister isen dur günahlardan beri
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri
Bilinçli yaşa İslam’ı otuz iki ve elli dört farzı
İslam’a uygun olmalı, Müslümanın yaşam tarzı
Mevla bize secde alanı kıldı, temiz yeryüzü arzı
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri
Namazı şuurla kılalım, namazdır dinin direği
İslam’ın en önemli gereği, şerlerin defin küreği
Duası, nazı, geçer yufkadır namaz kılanın yüreği
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri
Daim cihat eyle, anlat İslam’ı aksatma seferi
Her kim olursa hak yolunda iyi bir cihat neferi
Hz. Mevla daima kolay kılar, ona her türlü zaferi
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri
Her Müslümana farzdır cihad, durma asla geri
Terk etme emri bilmağruf ve nehyi anil münkeri
Bu yolda idi İslam’ın büyükleri, idareciler, askeri
Unutma bu âlem imtihandır değil, rahat yeri
Namazı kıl güzel bir intiba kalsın senden geri

BİR TOPLUM. İFLAH OLMAZ

Celladına âşık olmuşsa
Küfrü sistem ile dolmuşsa
Gençliği açmadan solmuşsa
Pek açmaz hal, böyle olmuşsa
Irklar karıştı özler belli değil
Millet sindirilip uyuşmuşsa
Hocalar talimat alıp susmuşsa
Haklı susup haksız konuşmuşsa
Kolay kurtulmaz bunlar olmuşsa
Seyirler karıştı izler belli değil
Hala saf tutmayı, bilmiyorsa
Ehli sarraf tutmayı, bilmiyorsa
Doğru taraf tutmayı, bilmiyorsa
Aldanmış laf tutmayı, bilmiyorsa
Simalar karıştı yüzler belli değil
Yanlış bir sevdaya tutulmuşsa
Aldatma, hakaretler yutulmuşsa
Zulüm ve ihanetler unutulmuşsa
Ahlaki örfi ananeler yontulmuşsa
Manalar karıştı sözler belli değil
Yöneticiler yalanlı konuşursa
Önderler riya ve zanlı konuşursa
Âlimler siyasi ve yanlı konuşursa
Kolay düzelmez hal böyle olmuşsa
Eylemler karıştı gizler belli değil
Aldatıcıların hayal trenine binmişse
Tüm zilletlere aşina, korkup sinmişse
Gerçeği görmez gözüne perde inmişse
Kolay görmez İslam heyecanı dinmişse
ırklar karıştı yadlar, bizler belli değil.

07/12/2021

BİR MİLLET İFLAH OLMAZ

Helal ve haramlar karıştırılmışsa
Millet kutuplaştırılıp ayrıştırılmışsa
Zalim ile mazlum zorla barıştırılmışsa
Çizgi karıştı yol belli değil iz belli değil
Özgü karıştı siz belli değil biz belli değil

Türlü isyan ve günahlara dalmışsa
Çoğunluk mazlumların ahını almışsa
Zulmü görmez kendini bırakıp salmışsa
Çizgi karıştı yol belli değil iz belli değil
Özgü karıştı siz belli değil biz belli değil

Zalim hür mazlum kovuşturulmuşsa
Olaylara göz yumulup savuşturulmuşsa
Haklı susturulup haksız konuşturulmuşsa
Çizgi karıştı yol belli değil iz belli değil
Özgü karıştı siz belli değil biz belli değil

Fakirlerden alıp, zengine verilmişse
Kutuplaştırılıp ortamlar, çok gerilmişse
Fakirin sırtından haksız, servet derilmişse
Çizgi karıştı yol belli değil iz belli değil
Özgü karıştı siz belli değil biz belli değil

Halk aldatılıp uyuşturulup sindirilmişse
Manevi geleneksel heyecanı dindirilmişse
Adi AB tarzı rezalet gemisine bindirilmişse
Çizgi karıştı yol belli değil iz belli değil
Özgü karıştı siz belli değil biz belli değil

BİR KONUŞ İKİ DİNLE (2)

Asil ol, asla harama el uzatma bakma
Akil ol, gayri ahlaki işlere kafanı takma
Adil ol, paylaşım hak, iyiliği başa kakma
İslam’ı yaşa ateşini kendi elin ile yakma

Doğruluktan ayrılıp sakın yanlış yapma
İradeni iyi kullan nefsin arzularına tapma
Kötülüklerden uzak ol, çirkin huylar kapma
İslam dan, ayrılma çıkmaz, yollara sapma

Nefse uyma, şer ve şehvette kılar karar
Daima seni kötü yola sürükler, sarpa sarar
Nefsin kadar hiçbir kimse vermez sana zarar
İslamsız hayat ne dünya nede ahirete yarar

İslam için Yavuz çöller aşıp gitti Mısır’a
Hak din İslam amma sapıklar çıkar ara sıra
Dinler arası diyalog diyerek bassalar da nasıra
İslam, felaha çıkan tek yol, gideriz ardı sıra

Efkârlı aciz bir kulum, dert yazdırır ara sıra
Efkârlı dertli günlerimde yazdım birçok mısra
Hataları olsa da bu acizin, siz bakmayın kusura
İslam’ı yaşarız kıyamete kadar asırdan asra

Ey fani nefsine hâkim ol, yapma danışmanlık
Nefsin kadar hiçbir kimse yapamaz düşmanlık
Her işin sonu ya memnuniyettir ya da pişmanlık
Meşru hayat İslam’dır harici kötü alışkanlık
(2012)

ALİM VE ÖLÜM

Âlim ölür ilmiyle anılır
Zalim ölür zulmüyle anılır
Kim nasıl ölür ise öyle anılır
Kim nasıl yaşarsa öyle sanılır
Nasıl öldüyse öldüğü gibi anılır

İmtihan için geldik bu cihana
Hayat fanice kalmaz sana, bana
Kalmadı Hz. Sultan Süleyman’a
Kim nasıl yaşarsa öyle sanılır
Nasıl öldüyse öldüğü gibi anılır

Son baharda bağlar hazan olur
Mevsimi gelir bağları bozan olur
Ahireti unutmuş nice bir azan olur
Kim nasıl yaşarsa öyle sanılır
Nasıl öldüyse öldüğü gibi anılır

Tüm amellerimizi bir yazan olur
Ölünce sevenler mezar kazan olur
Hesap günü mutlaka bir mizan olur
Kim nasıl yaşarsa öyle sanılır
Nasıl öldüyse öldüğü gibi anılır

Mevsimler bahar kış olur yaz olur
Dürüst yiğidin dostu, seveni az olur
İdrak sahiplerine ibret olur, vaaz olur
Kim nasıl yaşarsa öyle sanılır
Nasıl öldüyse öldüğü gibi anılır